MENÜ
ANA SAYFA
Pencereyi Kapat
"Topraklarımız olmadan nasıl yaşayacağız?" - Atölye BİA
Kent
30 Kasım 2020
Kent
30 Kasım 2020

“Topraklarımız olmadan nasıl yaşayacağız?”

Okuma Süresi: 2 dk
Binlerce yıllık tarihi; taşlara, insanların hafızalarına nesiller boyunca ilmek ilmek işleyen Hasankeyf mücadeleye rağmen yok edildi. Bölge sakinleriyle Hasankeyf’in yeni yüzünü ve kaybolanları konuştuk.

Dünyanın pek çok yerinde dereler, ormanlar, canlıların ve halkların yaşam alanları saldırı altında. Bu saldırılardan biri de göz göre göre Hasankeyf’e yapıldı.

Batman’daki kentte 1954 tarihli bir baraj projesinin bu yıl tamamlanmasıyla çok sayıda insan evlerinden, topraklarından koparıldı.

Baraja karşı çıkanların da projeyi savunanların da Hasankeyf için söyledikleri aynı. Yurttaşlar “Hasankeyf’le birlikte sadece bir mekânı değil, ortak hafızayı ve çocukluğu kaybettik” diyor.

“Ölülerimizin mezarlarını taşıdık”

"Topraklarımız olmadan nasıl yaşayacağız?" - Atölye BİA

Barajdan en çok etkilenen, iki kez mağdur edildiklerini söyleyen Kesmeköprü köylülerinden Ali, uğradığı haksızlığı “Yeni Hasankeyf bizim topraklarımız üzerinde kuruldu. Başka köylüler, köylerinden biraz ötede hayatlarını yeniden kurmaya çalışırken bizim topraklarımızın çoğu elimizden alındı. Kalanlarda da yeni Hasankeyf’in çehresini bozacak diye ev yapmamıza izin vermediler” sözleriyle anlatıyor.

Ali, sadece topraklarını değil çocukluklarını, kendilerini bu dünyaya bağlayan şeyleri ve hatta ölülerinin anılarını bile kaybettiklerini anlatıyor, “Ölülerimizin mezarlarını taşıdık, artık ölülerimizi hayattayken gördüğümüz son halleriyle değil, kemikleri ve toprağa dönüşmüş halleriyle hatırlıyoruz” diyor.

90 yaşında apartmana alışmak

Köylülerden Ahmet amca da her gelen için “öteki” olduklarını, baraja en çok direnen köy oldukları için bu ötekileştirmenin sürdüğünü söylüyor.

"Topraklarımız olmadan nasıl yaşayacağız?" - Atölye BİA

“Kanla sulamış, yedi göbeğe kadar orada yaşamıştık. Mecbur ayrıldık” diyor.

Ahmet Amca, bütün çabalarına rağmen topraklarını kaybettiklerini, köy sakinlerinin neredeyse tamamının Batman’a göçmek zorunda kaldığını anlatıyor:

“Eskiden dünyada bize benzeyen insanların durumunu sadece anlamaya çalışırdık ama şimdi baraj sularını topraklarımızda, evlerimizin çatısını suda görünce yaşadıklarını daha iyi anlıyoruz. Doğduğumuzdan beri yaşadığımız, ektiğimiz topraklardan koparıldık.”

“Çoğu insanımız Batman’da, başka şehirlerde inşaatlarda, yok pahasına ağır işlerde çalışarak hayatlarını kazanmak için uğraşıyor. Toprağına canını katarak 90 yaşına gelmiş insanlar apartmana taşınmış, ‘Köyümü özledim’ diyerek günlerini geçiriyor.

“Bir zamanlar köyleri olan yerlere gittiklerinde de ağlıyor, ağıt yakıyorlar. Bu insanlar bu yaştan sonra toprakları olmadan nasıl yaşayacaklar?”

Mağaralar şehri

Batman’a bağlı, iki yakasını Dicle’nin ayırdığı tarihi bir ilçe olan Hasankeyf, vaktiyle kayalara oyulmuş yapılar nedeniyle Süryânice Kifo (kaya) kelimesinden türetilmiş Kifos ve Cepha / Ciphas isimleriyle anılırdı.

Mağaralar Şehri” ya da “Kayalar Kenti” anlamına gelen Hasankeyf, Arapça’da “Hısnı Keyfa” olarak adlandırılıyor. “Hısn-ı keyfa” adının, Osmanlılar zamanında Hısnıkeyf ve Hasankeyf şekline dönüştüğü biliniyor.

İlçenin tarihi, 12 bin yıl öncesine uzanıyor. 1981’de doğal koruma alanı ilan edilen tarihi yerleşim, Mayıs 2020’de Ilısu Barajı çalışmaları kapsamında sular altında bırakıldı.

Sivil Havacılık Okulu’nda tarih öğretmeni. Uluslararası İlişkiler öğrencisi. Atölye BİA 19 Ekim-2 Kasım 2020 “Temel Gazetecilik Atölyesi” katılımcısı.