“Sakıncalı bir yayın faaliyeti gibi algılanıyoruz”
Bu toprakların kadim dillerinden bir olan ve bugün Türkiye’de yok sayılan dillerden biri de Hemşince. Hint-Avrupa dil ailesi içinde yer alan ve Batı Ermenicenin bir lehçesi olan Hemşincenin, Türkiye’de 30 ile 40 bin kişi tarafından konuşulduğu tahmin ediliyor. Türkiye’nin Karadeniz bölgesinde, Rize’nin Hemşin, Çamlıhemşin, Çayeli ile Artvin’in Hopa, Kemalpaşa ve Borçka ilçelerinde konuşuluyor. Bu ilçelerin yanı sıra Sakarya ve Düzce’nin köylerinde de konuşuluyor. Hemşince, UNESCO tarafından yayınlanan Tehlike Altındaki Diller Atlası’na göre “kesinlikle tehlikede olan diller” arasında gösteriliyor.
İstanbul merkezli çıkan GOR, 6 ayda bir Latin alfabesi ile Hemşince ve Türkçe yayımlanıyor. GOR dergisi her sayısında dil, ekoloji, kadın, kültür ve yaylacılık konulu zengin içerikli dosyalarla okuyucusuyla buluşuyor.İstanbul’da yaşayan bir grup Hemşinli aydın, 2014’te bir araya geldi ve GOR dergisini kurdu. “Hemşin Kültür Dil Tarih Dergisi” alt başlığıyla 2014’te yayın hayatına başlayan GOR, Hemşincede “imece” anlamına geliyor. Hemşinli aydınlar, GOR dergisi ile yok olmakta olan kültürel miraslarını kayıt altına almayı, Hemşin dilini ve kültürünü yaşatarak geleceğe taşımayı hedefliyor.
GOR dergisinin, okurlarının desteği dışında bir geliri yok. Her zor döneminde, dergi çevresinin dayanışma ilişkisiyle ayakta durmaya çalışıyor. Çalışanlarının deyimiyle, imece usullüyle yayın hayatına devam ediyor. GOR’un hikayesini, kuruluş amacını dergi yöneticilerinden Neşenur Altunkaya ve Hikmet Akçiçek’ten dinliyoruz.
“GOR gönüllü kişilerce yürütülen bir kültür faaliyeti”
İlk defa duyacak olanlar için GOR ne anlama geliyor ve kendini nasıl tanımlıyor? Mevcut durumda Türkiye’de yayın yapan tek Hemşince dergi mi? Kuruluş hikayesinden biraz bahsedebilir misiniz?
Dergimizin tam adı GOR, Hemşin Kültür Dil Tarih Dergisi’dir. Adından da anlaşılacağı üzere dergimiz, Hemşin kültürü, dili ve tarihi üzerine yayın yapmak amacıyla kurulmuş bir yayındır. GOR Hemşincede imece anlamına geliyor. Biz de gerek yayın ekibi gerek yazıları ile katkıda bulunanlar ve gerekse ekonomik yönden destekleyenler olarak dergimizi adına uygun bir imece ile çıkarıyoruz.
GOR’un faaliyetini, mesleki anlamda bir basın-yayın faaliyeti olmaktan çok, ilgili ve gönüllü kişilerce yürütülen bir kültür faaliyeti olarak adlandırabiliriz. Farklı dillerde, özellikle de yazılı olmayan dillerde yayın yapmak genel basın yayın faaliyeti sorunlarının ötesinde kendine has sorunları olan bir alan.
Hemşince eser sayısı bir elin parmakları kadar
Günümüzde dünyada küçük topluluklar tarafından konuşulan birçok dil yok olma tehdidi ile karşı karşıya. Hemşince de bu dillerden biri. Bir dilin yaşayabilmesi o dilin sosyal, ekonomik, kültürel, sanatsal, akademik hayatta kullanılır bir dil olmasına bağlı. Biz de Hemşin dilinde kültür sanat eserleri üretme yoluyla bu sürece mütevazı bir katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
Hemşince, Ermenicenin arkaik bir lehçesi ve bu dilde yazılı eser üretiminin tarihi çok yenidir. Hemşince yazılı eser sayısı henüz bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Kitap olarak Mahir Özkan’ın yazdığı “Hemşin Hikayeleri” ve “Küçük Prens” çevirisi ile Huriye Şahin arkadaşımızın yazdığı “Hemşince Dil Bilgisi” kitabını söyleyebiliriz. Süreli yayın olarak ise bir ara Ankara’da yine Huriye Şahin arkadaşımızın çıkardığı dergi dışında şu anda yayınını sürdüren tek Hemşince dergi GOR’dur.
Hemşince okuryazar yaratmak
Politik ortamın olumsuzluklarından dolayı kimlik ve etnisite eksenli konulara uzak durmanın yanında o dilde okumak hele hele yazmak başlı başına önemli bir sorundur. GOR bu anlamda Hemşince okuryazar yaratmak gibi bir işlevi de üstlenmiş oluyor. Bu bakışla Hemşin dili ve kültürü ile ilgili her damlayı ve her katkıyı değerlendirme çabası içinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu çerçevede sınırlı da olsa dergiye hem Hemşince hem de Türkçe yazı katkılarının artması bizi sevindiriyor.
Hemşinlilerin gerek örgütlülükleri gerekse kültürel sanatsal üretimleri ile kamusal hayatta görünür olmaları, ülkemizdeki diğer haklardan daha geç bir dönemde başladı. Hemşince ilk film Özcan Alper’in 2000 yılında çektiği Momi adlı kısa metrajlı filmidir. İlk müzik albümü dergimizin de kurucu ekibinde yer alan Hikmet Ayçiçek ve arkadaşlarının 2005’te çıkardıkları “Vova hamşetsu ğhağ” adlı albümdür. Dil referansı ile kurulan ilk dernek ise 2011’de kurulan HADİG Hemşin Kültürünü Araştırma ve Yaşatma Derneği’dir. Gerek Hemşin kültüründe atılan bu adımlar gerekse diğer dil ve kültürlerde kurulan dernek ve dergi, kitap vb. yayınları bizde de Hemşince kültür sanat eserleri üretmek gibi bir istek oluşturdu.
Ruh amatör, yayın profesyonel
2013 yılında HADİG, Hemşin dil ve kültürü üzerine kültürel sanatsal çalışmalar yapacak bir kolektif oluşturmak gündemli bir toplantı çağrısı yaptı. O toplantıda bir araya gelen insanlar HADİG’den bağımsız, Hemşin dil ve kültürü konusunda çalışmalar yapacak bir kültür kolektifi oluşturulmasına ve bu kolektifin ilk adımının da bir dergi çıkarmak suretiyle atılmasına karar verdi. GOR bu çalışmanın bir ürünü olarak 2014 yılı Ekim ayında yayın hayatına başladı. Dergi 6 ayda bir yayınlanıyor. Şimdiye kadar bazıları çift sayı olmak üzere 13 sayı çıkardık.
GOR amatör bir ruhla yayınlanan ancak içerik ve biçim açısından profesyonel bir yayın. Dergiye emek veren insanlar arasında basın, yayın ve yazın alanından arkadaşlarımız var ancak bu arkadaşlarımızın GOR’la ilişkisi tamamen gönüllülük temelindedir.
“Popüler ve akademik yazılar dengesi var”
GOR hangi ihtiyaca karşılık, nasıl bir konjonktürde yayın hayatına başladı ve kaç dilde yayın yapıyor? Yayın çizgisi hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Yok olma tehlikesi altında olan ya da ötekileştiren dillerde yapılan müzik, kitap, dergi, tv, video vb. tüm kültürel sanatsal üretimler birbirlerini besliyor ve etkiliyor. Ülkede mevcut yasal düzenlemeler de bu türden faaliyetlerin varlığı ve etkinliğini belirleyen bir unsur. Bu anlamda ülkemizde yaşanan AB süreci dolayısıyla yapılan yasal düzenlemeler de ötekileştirilen dil ve kültürlere ilginin yoğunlaşmasına vesile oldu. Tabii, bunu söylerken bu uğurda mücadele eden ve bedel ödeyenlerin bu sürece katkılarını unutmuyoruz. GOR’un yayınlanmaya başladığı dönemde ülkemizde epey bir zamandır Türkçe dışındaki farklı dillerde dergi, gazete, kitap yayınları yapılıyordu. Kültürel, sosyal, politik ortamın etkisi ile biz de yok olma tehdidi altında olan dilimiz ve kültürümüz ile ilgili bir yayın çıkarma ihtiyacı duyduk. Ve yukarıda bahsettiğimiz süreci izleyerek dergimizi çıkardık. GOR, Hemşince ve Türkçe olarak iki dilli yayımlanıyor.
Derginin popüler ve akademik yazılar arasında kendince oluşturduğu bir dengesi var. Hemşin, dili, kültürü, tarihi ile ilgili her türlü yazıya yer veriyoruz. Bunlar, akademik veya daha popüler makaleler olabileceği gibi, bir arkadaşımızın çocukluk anılarına dair yazdığı Hemşince veya Hemşin kokan Türkçe bir anı, anekdot ya da kurmaca masallar, öyküler, şiirler olabilir. Bunun yanında anonim maniler, masallar, destanlar hikayeler de yayınlıyoruz dergide. Bir yandan da dünya edebiyatından Hemşince masal, şiir, hikâye çevirilerine yer veriyoruz. Derginin her sayısında Hemşinlilerin kültürel yaşamı açısından önemli bir konu da dosya konumuz oluyor. Bugüne kadar tarih, dil, ekoloji, kadın, kültür, yaylacılık konularında dosyalar yaptık.
“Kendi ilişkilerimiz üzerinden dağıtım yapıyoruz”
Dergi tirajınız ne kadar ve okuyucularınıza hangi yollarla ulaşıyorsunuz? Basılı yayınınız mevcut mu yoksa yalnızca internet üzerinden mi yayın yapıyorsunuz?
GOR dergisinin tirajı 600 ve basılı olarak çıkıyor. Bilinen dağıtım kanallarını kullanmıyoruz. Tamamen kendi ilişkilerimiz üzerinden dağıtım yapıyoruz. İstanbul’da bilinen birkaç kitabevi ve kafeye bırakıyoruz. Anadolu da öncelikle Hopa, Kemalpaşa, Hemşin, Çamlıhemşin, Pazar, Sakarya, Ankara, Bursa vb. kentlerdeki dostlarımız aracılığıyla okura ulaşıyoruz. Ayrıca e-mail ile ulaşanlara kargo yapıyoruz. Dergimiz nadirkitap.com ve hepsiburada.com adreslerinden de temin edilebiliyor. İnternet yayınımız yok ancak eski sayılarımızı gordergi.blogspot.com adresinden yayınlıyoruz.
“Yayın çizgimizden rahatsız olan bir kesim var”
Okuyucu profilinizi nasıl tanımlarsınız? Bir azınlık dergisi olarak yalnızca Hemşinlilere mi hitap ediyorsunuz? Varsa bu kişilerin GOR’u değerlendirmeleri üzerine neler söylemek istersiniz?
Hemşinliler küçük bir halk ve ülkemizde de çok bilinen bir grup değil. Bizim GOR’u yayınlamadaki bir amacımız da toplumda Hemşinlilerin görünür olması, toplumun Hemşinliler hakkında bilgilenmesine katkıda bulunmak. Bir diğer amacımız ise Hemşin toplumunda Hemşin dili ve kültürüne karşı bir ilgi ve duyarlılık yaratmak. Bu çerçevede dergimiz öncelikle Hemşinlilere hitap ediyor. Genç, yaşlı birçok Hemşinli dergimizden haberdar ve merakla okuyorlar. Hemşinliler dışında bu tür yayınları kıymetli gören ülkemizdeki farklı kültür ve dillere mensup veya bu dil ve kültürlere ilgi duyan insanlar tarafından da takip ediliyor dergimiz. GOR’dan haberdar olan İstanbullu Ermenilerde de Hemşinlileri tanımak, Hemşince ile Ermenice arasındaki illiyetti görmek gibi bir hevesle dergiye yönelik bir ilgi olduğunu söyleyebiliriz.
Geri dönüş konusunda; dergiye yazı anlamında yoğun bir katkıdan bahsedilmese de bilenler tarafından gerek içerik gerek yayın çizgisi gerekse mizanpajı ile ilgi ve beğeni ile takip ediliyor GOR.
Hemşinli-Ermeni ilişkisine yaklaşım farklılığımızdan kaynaklı olarak yayın çizgimizden rahatsız olan bir kesim var. Bunun dışında dergi ile ilgili aldığımız en önemli öneri veya eleştiri dergide Hemşince yayınlanan yazıların Türkçelerinin de yayınlanması yönündeki talep. Biz bu talebi, Hemşince okuma ve yazmayı sekteye uğratabileceği için yerine getirmiyoruz.
Hemşinli – Ermeni ilişkisi
“Hemşinli-Ermeni ilişkisine yaklaşım farklılığımızdan kaynaklı olarak yayın çizgimizden rahatsız olan bir kesim var” dediniz. Burayı biraz açabilir misiniz? Kim bu kesim ve tam olarak neyden rahatsızlık duyuyorlar?
Hemşinlilerin tarihsel kökeni, Hemşince Ermenice ilişkisi konusu dil bilimsel, toplumsal, dinsel, siyasal, hatta aidiyet/kimlik boyutu ile psikolojik yönleri olan netameli ve tartışmalı bir konu. Burada detaya girmeden konunun sadece bir boyutuna değineceğiz.
Hemşince literatürde Ermenicenin iki ana lehçesinden biri olan Batı Ermenice içinde Hemşin ağzı-kuzeydoğu ağzı olarak tanımlanır. Hemşinlilerin de Osmanlı imparatorluğunun Trabzon’u fethi sonrası Müslüman olan Ermeniler olduğu yine tarihi kaynaklarda öne çıkan bir bilgi. Her iki konuda da Türk-İslamcı, ulusalcı reflekslerle farklı iddialar da ileri sürülüyor. GOR’da biri tarihsel biri dilbilimsel boyutlu bu iki bilginin ifade edildiği makalelerin yer alması Türk-İslamcı ve ulusalcı kesimlerde rahatsızlık yaratıyor. Ulusalcı, milliyetçi olsun veya olmasının yaratabileceği olası riskler nedeni ile tarihsel olarak var olan Hemşinli-Ermeni ilişkisine dair bu bilginin güncellenmesinden rahatsız olan hatırı sayılır bir Hemşinli de mevcut.
Devletin Ermeni refleksi ve Hemşinliler
Bugün Hemşincenin çok yaygın olmadığını düşünürsek, GOR, bir dergi olarak Hemşincenin bu topraklardan silinen hafızasını geri çağırırken özellikle ne tür zorluklarla karşılaşıyor?
Zorluklardan biri devletin Ermeni refleksi ve genel ulus devlet yaklaşımından kaynaklı olarak Hemşinliler ve Hemşince konusunun şimdiye kadar akademik çalışmalara neredeyse hiç konu olmamış olmasıdır. Bu, dergi için bilimsel makaleler bulmanızı ciddi olarak zorlaştırıyor. Akademik çevrelerin günümüzde de Hemşin konusunda yazmaktan imtina ettiğini söyleyebiliriz.
İkinci bir zorluk, Hemşin dili ve kültürü konusundaki farkındalığın ve Hemşince yazmanın henüz çok yeni olmasının da etkisi ile Hemşinlilerde kendi dil ve kültürlerinde okuma yazma konusundaki yetersizlik, böyle bir kültürün gelişmemiş olmasıdır. Bu da yerelden dergiye yazı katkısının sınırlı olmasına neden oluyor.
GOR’un hemen her sayısında konuları çeşitlilik gösteren dosyaları var. Bu dosya konularını neye göre belirliyorsunuz?
Dosya konularını, Hemşin dil, kültür, kimlik ve tarihini anlamamızı sağlayacak, onun niteliklerini, yaşadığı coğrafya ile ilişkisini irdeleyen, Hemşin toplumu hakkında bilgi verecek konulardan seçiyoruz. Bu çerçevede tarih, dil, kültür, ekoloji, kadın, yaylacılık, Hemşin müziği gibi dosya konularımız oldu. Dosya içeriklerini alışılageldiği gibi teorik yazılara boğmadan, daha çok yerelden katkılarla dosyaya Hemşin rengini, ruhunu verecek yazılardan oluşturuyoruz.
“Azınlık basını ekonomik gerekçelerle ilk gözden çıkarılanlardan”
2020’de Basın İlan Kurumu’nun pandemi gibi ciddi etkileri olan bir süreçte azınlık basınına olan desteğini ertelemişti ve bu da azınlık basını için ciddi sorunlara beraberinde getirmişti. Siz Basın İlan Kurumu’ndan ya da benzer kurumlardan destek alıyor musunuz? Yine son dönemde oluşan oldukça yüksek enflasyon oranlarının derginiz üzerine olan ekonomik yansımaları ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Basın İlan Kurumu’nun destek ertelemesinin kapsamını tam olarak bilmiyorum. Azınlık basını ekonomik gerekçelerle ilk gözden çıkarılanlardansa bu kabul edilemez bir durumdur, ancak bunun iktidarın tiynetine uygun bir davranış olduğunu da söylemeliyiz. Biz dergi olduğumuz için zaten Basın İlan Kurumu ilan destekleri kapsamında değiliz.
Bizi bu dönemde zor durumda bırakan basın yayın maliyetlerindeki olağanüstü artışlar oldu. Enflasyon dolayısıyla maliyetler son bir yıl içinde yüzde 100’den fazla oranda arttı. Ayrıca matbaalar kâğıt bulmakta ciddi sıkıntılar yaşamaya başladı.
Bizim dergimiz küçük bir bütçe ile dayanışma ilişkisi ile çıkan bir dergi, buna rağmen matbaa maliyetini karşılamakta zorlandık. Dostlarımıza yönelik küçük bir çağrı ile onlardan ön satış veya dayanışma amaçlı destek istedik. Sağ olsunlar karşılıksız kalmadı bu sesimiz. Son sayımızı Aralık ayında bu dayanışma ile çıkardık. Birçok dergi ve yayın evinin bizim kadar şanslı olmadığını biliyorum. Ve maalesef önümüzdeki süreçte de aynı sorunlar devam edecek görünüyor.
“Yerel kaynaklardan yazı bulmada sıkıntılar yaşıyoruz”
Türkiye’nin içinde bulunduğu hukuksal, siyasal ve sosyal atmosfer sizi nasıl etkiliyor? Özellikle son yıllarda farklı birçok kesime çeşitli şekillerde yönelen nefret söylemi okurlarınıza, derginin abone sayılarına ya da reklam gelirlerine yansıyor mu?
Dergimiz özelinde idari, politik bir baskı veya hukuksal bir sorun yaşamadık. Ama genel olarak ülkemizin içinde bulunduğu, bahsettiğiniz nefret söylemine dayalı siyasal atmosfer nedeni ile dergiye ilan desteği bulma, yeni okuyucu edinme, dağıtım kanalını genişletme, yerel kaynaklardan yazı bulma konularında sıkıntılar yaşıyoruz. Bir nevi sakıncalı bir yayın faaliyeti gibi algılanıyoruz toplumun bazı kesimlerinde.
GOR Dergisi’ne abone olmak için: gordergisi@gmail.com
Neşenur Altunkaya ve Hikmet Çiçek’ten öneri listesi
Müzik:
Sevdiğimiz müziklerden biri: Vovo – İnce Xarxan, Ander Xarxan
Film:
Film, genç bir üniversite öğrencisinin 22 yaşında girdiği cezaevinde ölüm orucuna giren ve 10 yıl sonra özgürlüğüne kavuşan Yusuf’un çocukluk ve ilk gençlik yıllarının izini sürerek geçirdiği son iki ayının öyküsü anlatılıyor.
Hemşin Öyküleri, Mahir Özkan