
Yurtta kalan öğrenciler: Duş almak için şişe şişe su alıyoruz
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde öğrenciler yalnızca akademik değil, yaşamın temel alanlarında da ciddi sorunlarla karşı karşıya. Barınma, ulaşım, hijyen ve güvenlik gibi konularda yaşanan sıkıntılar zaman zaman eylemlerle gündeme taşınsa da, henüz kalıcı çözümler üretilmiş değil.
2024-2025 akademik yılı itibariyle Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde toplam 29 bin 441 öğrenci öğrenim görüyor. Üniversitenin resmi internet sitesine göre, ilçelerdeki yurtlar dahil toplam KYK yurt kapasitesi ise sadece 10 bin. Bu da her üç öğrenciden yalnızca birinin devlet yurdunda kalabildiği anlamına geliyor. Kalan yaklaşık yüzde 70’lik kesim ise özel yurtlara yönelmek ya da ev kiralamak zorunda kalıyor. Bu durum yüksek yaşam giderleri ve barınma krizini beraberinde getiriyor.
KYK yurtlarında kalabilen az sayıdaki öğrenci de ciddi geçim sıkıntıları yaşıyor. Barınmanın “karşılanmış” görünmesi, temel ihtiyaçların da otomatik olarak karşılandığı anlamına gelmiyor. Öğrenciler, yurtlarda yaşasalar dahi yüksek yaşam giderleri, kalitesiz hizmetler ve günlük masraflarla baş etmek zorunda kalıyor.
“Yurtta kalsam da geçinmek neredeyse imkânsız”
Kampüs içindeki KYK yurdunda kalan bir öğrenci, sorun yaşamamk için ismini vermek istemiyor. Van’daki yurtların fiziki kapasite açısından diğer şehirlerle kıyaslandığında daha avantajlı olduğunu belirtse de, geçinmenin neredeyse imkânsız hale geldiğini şöyle anlatıyor:
“Yurt açısından Van, diğer şehirlere göre iyi. Ama burada yaşamak hâlâ çok pahalı. Geçen yıl 405 TL olan yurt ücreti bu yıl 615 TL’ye çıktı; yüzde 50’den fazla zam geldi.”
Yurtta kalmasına rağmen aylık harcamasının 10 bin TL’yi bulduğunu söyleyen öğrenci, bu miktarın minimum düzeyde olduğunu da vurguluyor:
“Yurtta kalan bir öğrencinin aylık harcaması rahat 10 bin lira. Bu da en minimum hali. Yurt yemekleri çok kötü, genelde dışarıdan söylüyoruz. Günde en az bir kez ucuz yemek bulup sipariş veriyoruz, o da günlük ortalama 150 TL’ye denk geliyor. Aylık 4.500 TL sadece yemek masrafım oluyor.”
Ulaşım konusunda ise kampüs içindeki yurtta kaldığı için avantajlı olduğunu belirtiyor:
“Ben kampüs içindeki yurtta kalıyorum, bu yüzden ulaşım masrafım yok. Ama merkezden gelen bir öğrenci için durum çok zor. Günde 34 TL sadece dolmuş parası veriyorlar. Bu da aylık yaklaşık 700 liraya denk geliyor.”
Maddi destek konusunda ise öğrencilerin büyük çoğunluğunun yalnızca öğrenim kredisiyle geçinmeye çalıştığını ekliyor:
“Devlet sadece 3.000 TL kredi veriyor. Burs alan kişi sayısı çok az. Bizim gibi kredi alan öğrenciler için bu para, aylık akşam yemeği ücretimize bile yetmiyor.”
KYK yurtlarında kalabilen az sayıdaki öğrencinin dahi geçim sıkıntısı yaşadığı düşünüldüğünde, yurtta yer bulamayan öğrencilerin karşı karşıya kaldığı tablo çok daha ağır. Van’da öğrenci evlerinin kiraları 2025 itibarıyla 1+1 dairelerde 7.000 TL’den başlıyor; 2+1 ve 3+1 evlerde bu rakam 15.000 TL’ye kadar çıkabiliyor. Ev kiralarının yanı sıra fatura, ulaşım ve temel ihtiyaç giderleri de eklendiğinde, öğrenciler için barınmak neredeyse lüks hale geliyor. Bu nedenle birçok öğrenci birkaç kişi birleşerek ev kiralamaya çalışıyor ancak bu çözüm bile her zaman yeterli olmuyor.
Öğrencilerden gelen itiraz
Yaşanan tüm bu sorunlar yalnızca öğrencilerin bireysel anlatımlarında değil, zaman zaman siyasetin de gündeminde yer buluyor. CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ndeki yapısal ve hizmet temelli sorunları gündeme taşıyarak, öğrencilerin yaşadığı çok yönlü sorunlara dikkat çekti. Tanal, özellikle hijyen eksiklikleri, kütüphanelerin erken kapanması ve su kesintileri gibi başlıkların öğrencilerin bilgiye ve temel ihtiyaçlara erişimini engellediğini belirtti.
Ancak bu sorunlar yalnızca kütüphane ya da su kesintileriyle sınırlı değil. Barınma koşullarından ulaşım zorluklarına, güvenlik endişelerinden hijyen yetersizliğine kadar pek çok alanda öğrenciler benzer sorunlarla boğuşuyor.Biz de yurtta kalan ve kampüsü aktif kullanan öğrencilerle konuştuk.
Amine Hatun Kız Yurdu’ndan bir öğrenci anlatıyor:
Yurdumdan okuluma giderken geç kalmamak için kestirme yolu kullanıyorum fakat bu yol toprak bir yol. Özellikle yağmurlu günlerde yürümek çok zorlaşıyor. Ayrıca yurt yemeklerinin kalitesizliği de beni çok etkiliyor. Sürekli hamur işi gıdalarla beslenmek zorunda kalıyorum.
Su kesintisini sık sık yaşıyorduk. Su kesintileri üzerine yaptığımız eylemde yurt yönetimi sorunun kendilerinde olmadığını söyledi, ancak eylemden sonra bu sorun biraz azaldı. Tuvalet ve duş gibi temel ihtiyaçlarımızı ertelemek zorunda kalıyoruz. Mecbur olmadıkça şişe şişe su almak zorunda kalmak hem ekonomik olarak bizi zorluyor hem de sınav haftalarında ekstra stres yaratıyor.
Ben yurdun zemin katında kalıyorum, bu yüzden asansör problemi yaşamıyorum. Fakat yurdumuz altı katlı olmasına rağmen asansörler yıllardır çalışmıyor. Yüksek katlarda kalan arkadaşlar için valiz taşımak veya hastayken inip çıkmak çok zor. Geçenlerde bir arkadaşım, “Asansörler çalışsaydı da ben kullanmazdım çünkü Zeren Ertaş olmaktan korkuyorum.” demişti.
Kampüs içinde ring sistemi kesinlikle olmalı. Ücretli minibüslere sürekli artan paralardan vermek istemiyoruz. Ders bitimlerinde ve şehir merkezinden kampüse dönüşte minibüsler aşırı kalabalık ve sıra beklemek zorunda kalıyoruz, bu da bizler için ciddi bir problem.
Kütüphane kapasitesi yetersiz. Sınav dönemlerinde yer bulmak neredeyse imkânsız. Kütüphane erken kapanıyor, gece çalışmak isteyen öğrenciler zorlanıyor. Sınav dönemlerinde 24 saat açık olursa çok daha verimli olurdu.
Yurt odasında sessiz bir ortam bulmak neredeyse imkânsız. Yurttaki etüt salonları da çok sınırlı kapasiteye sahip. Bu yüzden çoğunlukla kafelerde ders çalışıyorum, ancak merkeze gitmek zaman ve ulaşım problemi yaratıyor.
Temizlik düzenli yapılmaya çalışılsa da kalabalıktan dolayı bazen temizlik yetersiz kalıyor, özellikle hafta sonları durum daha kötü oluyor.
Akşam saatlerinde yurduma giden yol gibi tenha alanlarda yürümek beni tedirgin ediyor. Çoğu yerde aydınlatma yetersiz, güvenlik görevlileri her zaman görünmüyor ve acil durumda onlara ulaşmak zor oluyor. Ayrıca bazı yabancı kişilerin rahatsız edici bakışları ve yaklaşımları da huzursuz hissettiriyor.
Bütün bu sorunlar beni hem zihinsel hem de duygusal olarak yıpratıyor. Zamanla akademik başarı ve kişisel gelişim mücadelelerimde motivasyonumu kaybetmeme sebep oluyor.
Kısıtlı kütüphane, yetersiz ulaşım, çözümsüzlük duygusu
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Mobilya ve Dekorasyon bölümü öğrencisi Ender Demir, 21 yaşında. Yurtta kalmıyor ancak okul ve kampüs hayatında yaşadığı zorlukları şöyle aktarıyor:
“Yurtta kalmıyorum ama okulda beni zorlayan bazı durumlar var. Özellikle güvenlik açısından bazı endişeler yaşıyoruz.”
Su kesintisi konusunda ise “Ben su kesintisi yaşamadım ama yurtta kalan arkadaşlarım bu durumdan çok rahatsız. Soruna dair geçici çözümler yapılıyor ama kalıcı bir çözüm yok.” diyor.
Kampüs içi ulaşımı ise şöyle tarif ediyor:
“Kampüs içi ulaşım gerçekten yetersiz, bazen rezalet diyebilirim, tam anlamıyla işkenceye dönüşüyor.”
Kütüphane saatleri ve erişimi hakkında ise “Çok kısıtlı, resmi tatillerde kütüphane kapalı olunca genellikle çarşı merkezde ya da evde ders çalışıyorum.” şeklinde konuşuyor.
Güvenlik hissi konusunda ise oldukça net:
“Kesinlikle kampüs ve yurt çevresinde kendimizi güvende hissetmiyoruz. Üniversitemizin güvenlik açısından ciddi eksiklikleri var.”
Son olarak, üniversite ve yurt yönetiminden beklentilerini şöyle özetliyor:
“Birçok problemi defalarca ilettik ama ne yazık ki geri dönüş alamıyoruz. Acilen somut adımlar atılmasını bekliyoruz.”
‘Asansörler çalışmıyor, minibüslerde yer bulamıyoruz’
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Devran Kurt, Süleyman Şah Erkek Öğrenci Yurdu’nda kalıyor. Kurt’un aktardıkları da diğer öğrencilerin yaşadıklarıyla örtüşüyor. Günlük hayatlarını zorlaştıran temel problemler arasında yine ulaşım ve yurt altyapısı öne çıkıyor:
“Kaldığımız yurtta ilk sorun asansörler. Şu an hiçbir asansör çalışmıyor. Oluşan bir arızadan dolayı bu şekilde ama uzun süredir düzeltilmedi.”
Asansörlerin çalışmaması, özellikle yüksek katlarda kalan öğrenciler için ciddi bir fiziksel yük oluşturuyor. Ayrıca son dönemde gündeme gelen asansör kazaları nedeniyle öğrenciler arasında tedirginlik yaşandığını da belirtiyor:
“Asansör kazaları oldukça gündemdeyken biz mecburen merdivenleri kullanıyoruz. Bu da ister istemez korku yaratıyor ve psikolojik olarak etkiliyor.”
Devran, yurtlarında su kesintilerinin çok sık yaşanmadığını ifade etse de, bu tür kesintilerin öğrencilerin yaşam düzenini bozduğuna dikkat çekiyor.
Kampüs içi ulaşımda da ciddi sıkıntılar yaşadıklarını aktarıyor:
“Kampüs içi ulaşım kolay değil. Özellikle kışın şehir içi toplu taşımalarda çok zorlanıyoruz. Öğrenciler araçlarda yer bulamıyor. Çoğu zaman çarşıdan dolmuş bir şekilde geliyor minibüsler, bu yüzden bize yer kalmıyor ve derslere geç kalıyoruz.”
Kurt, üniversite yönetiminden en acil çözüm beklediği konunun bu olduğunu söylüyor:
“Üniversite yönetimi bu toplu taşıma meselesine acil bir çözüm üretmeli. Öğrencilere özel ring araçları olmalı.”
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencileri, barınmadan ulaşıma, hijyenden güvenliğe kadar birçok temel ihtiyacın karşılanmadığı bir ortamda yaşam mücadelesi veriyor. Yalnız bırakıldıklarını düşünen gençler, yetkililerden artık somut adımlar atılmasını bekliyor.