Seks İşçileri Hakları Günü’nde haklar düzenlenmeyi bekliyor
3 Mart, tüm dünyada Uluslararası Seks İşçileri Hakları Günü olarak kutlanıyor. Hindistan’da başlatılan bu gelenek 2008’den beri Türkiye’de de bir farkındalık günü olarak ön plana çıkıyor. Seks işçileri güvenli, sağlıklı yaşam ve çalışma koşulları, herkesle eşit haklar ve seks işçiliğinin bir meslek olarak kabul edilmesini istiyorlar.
Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneğiyle seks işçilerinin haklarını ve sağlığa erişim sorunlarını 3 Mart Uluslararası Seks İşçileri Hakları Günü çerçevesinde konuştuk.
Genelevde çalışan seks işçileri düzenli sağlık kontrolünden geçebiliyor, dolayısıyla hem enfeksiyon durumunda erken teşhis imkânını yakalıyor hem de sağlığa erişim sağlayabildiği için doğru bilgiye de erişebiliyor. Fakat kayıtsız seks işçileri için böyle bir imkân söz konusu değil.
Seks işçiliğinin kayıtlı (genelevler) ve kayıt dışı olması sağlığa erişimde fark yaratıyor mu?
Kayıtsız seks işçilerinin “sağlığa erişim” durumunu iki temelde ele alabiliriz. Sağlığa erişim ve erişildiği takdirde sağlık hizmetinin seks işçisinin özel ihtiyaçlarına verdiği cevap. Maalesef özellikle görünür trans seks işçileri sağlık hizmetlerine erişim noktasında ciddi sıkıntılar yaşıyorlar.
Çünkü hizmet sunulan yere ulaşırken, hizmet almayı beklerken ve hatta hizmet alım sırasında transfobiye maruz bırakılıyorlar. Bu da kişilerin bu hizmeti alma sıklıklarını etkiyor. Diyelim ki kişiler sağlık hizmetine eriştiler. Bu noktada da aldıkları hizmet seks işçilerinin özelleşmiş ihtiyaçlarına cevap veriyor mu sorusu geliyor akıllara.
“Hekimler seks işçileri konusunda kısmen eğitimli”
Hekimlere bu yönlü her hangi bir eğitim veriliyor mu?
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun “Türkiye’deki Seks İşçilerinin Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı: İhtiyaçlar ve Öneriler Araştırması”na göre, hekimlere seks işçilerinin genel sağlık hizmetleri noktasındaki özelleşmiş ihtiyaçlarına yönelik meslek hayatlarında ya da eğitim hayatlarında herhangi bir meslek içi eğitim alıp almadıkları sorulduğunda görüşülen 22 hekimden yalnızca 5’i kısmen olumlu yanıt vermiştir. Bu da zaten sağlık hizmetlerine erişimde sıkıntı yaşayan bir grubun aynı zamanda aldığı sağlık hizmetinin özelleşmiş ihtiyaçlarına cevap vermediğini gösteriyor.
“Seks işçileri enfeksiyonlara dair bilgilendiriliyor”
Seks işçileri HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE) konusunda temel bilgilere sahip mi?
Çalışmalar, özellikle büyükşehirlerde yaşayan seks işçilerinin cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara dair giderek artan bir temel bilgi düzeyinde olduğunu gösteriyor. Bunun sebebinin alanda çalışan sivil toplum örgütlerinin ortak çabası olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Fakat bu demek değildir ki Türkiye’deki seks işçileri cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara yönelik yeterli bilgi düzeyine sahiptir. Sınırlı sayıda gerçekleştirilmiş olan araştırmaları referans alırken bu araştırmaların kapsayıcı, genellenebilir olmadığını ve sistemli gerçekleştirilmediğini unutmamak gerekir.
Örneğin erkek seks işçilerine yönelik gerçekleştirilmiş araştırmalar yok denecek kadar azdır. Yapılan araştırmaların büyük bir çoğunluğu da büyükşehirlerde küçük örneklemlerle gerçekleştirilmiş araştırmalardır. Bu sebeple güncel, kapsamlı ve sistemli araştırmalarla seks işçilerinin bilgi düzeyine yönelik yeni çalışmalar gerçekleştirilmelidir.
“HIV testlerini ücretsiz yaptırabilirler”
Seks işçileri açık kaynaklara ve başvuru merkezlerine nasıl ulaşabilirler?
Kaynaklara ulaşma konusunda da iki nokta vurgulanabilir. Mersin, İzmir, Bursa, Ankara ve İstanbul’da bulunan Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri’nden ücretsiz ve anonim bir şekilde HIV statülerini öğrenebilir ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara dair danışmanlık alabilirler.
Ya da bu alanda çalışan sivil toplum örgütlerinin spesifik grupların özel ihtiyaçlarını gözeterek hazırladıkları bilgilendirme materyallerinden ya da bizzat bu sivil toplum örgütlerinden bilgi edinebilirler.
Seks işçileri sağlık hizmetine başvururken karşılaştıkları ayrımcılık konusunda hukuka başvurabiliyor mu?
Kırmızı Şemsiye olarak hukuki danışmanlık verip, gerekli yazışmalarda ve başvurularda yardımcı olmaktayız. Yalnızca bilgi edinme talepli bir başvuru olduğunda kurumsal yazışma yapabilmekteyiz.
Sağlık haklarına erişim noktasında farklı sıkıntılar ile karşı karşıya kalınabilmekte. Toplumsal ve yasal engellerin varlığı ile olumsuz çalışma koşullarında çalışan seks işçileri açısından sağlık geri planda kalabiliyor. Bu sebeple seks işçilerine mesleki sağlık ve güvenlik bakış açısıyla bütüncül olarak yaklaşmak gerekli.
Seks işçilerinin risk altındaki meslek mensubu oldukları göz önüne alındığında sağlık kuruluşlarında özellikle CYBE’ler açısından ayrımcılığa ve damgalanmaya maruz kalmadan hizmet alması gerekir.
“Kayıt alanda çalışanların sağlık sigortaları yok”
Adalet mekanizmasında ne gibi eksikler yaşanıyor?
Her ne kadar sağlık hizmetlerine erişimin engellenmesi noktasında yasal başvuru yöntemleri bulunsa da damgalanma, görünür olma ve ayrımcılığa maruz kalma çekincesi ile yasal başvuru yollarına başvurulmuyor. Seks işçileri ayrımcılığa uğrama riskini olabildiğince azalttıklarını düşündüklerinden devlet hastanelerinde tedavi ve muayene olmaktansa özel hastaneleri tercih ediyor. Ancak bu durumda hizmet pahalıya alınıyor.
Kayıtsız çalışan seks işçilerinin kendileri yaptırmadıkları takdirde özel sağlık sigortaları yoktur. Bu sebeple özel kurumlardan alınan sağlık hizmeti ekonomik anlamda yıpratıcı olmaktadır.
Yine CYBE tespitine yönelik hizmet birimlerinde kişiler verilen korunmasının esas alınması gerekir. Anonim HIV test merkezleri mevcut olsa dahi, tedavinin devam edeceği sağlık kuruluşlarında aynı anonimlik olmadığından seks işçisinin sağlık bilgisine erişmek kolaylaşıyor.
Kayıtlı seks işçileri için ise en önemlisi işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kapsamında cybe politikası geliştirilmesidir. Ancak her ne kadar 4A’lı kabul edilseler ve genelevler özel işletmeler olsalar da, seks işçiliğinin meslek olarak ele alınmadığı ve bu kapsamda düzenleme yapılmadığı görülmektedir.
Çözüm önerileriniz neler?
Öncelikle seks işçiliğinin bir işçilik biçimi olarak tam anlamıyla kabul edilmesi ve bu doğrultuda düzenlemeler yapılması şarttır. Her ne kadar aracılığın cezalandırıldığı bir suç başlığımız olsa da, aynı başlık altında sürekli seks işçileri cezalandırılıyor ve seks işçiliği suç haline getiriliyor. Fuhuş maddesinden işlem yapılamadığı noktada “müstehcenlik”, “hayasızca hareketler” gibi suç başlıklarına sokulmaya çalışılarak cezalandırılıyorlar. Hiçbir seçenek kalmadıysa caddede var olması üzerinde kabahat sayılmaya çalışılmaktadır.
Bu sebeple öncelikle seks işçiliğinin bir işçilik biçimi olarak ele alınması yönündeki çalışmaları artırarak farkındalığın artırılması amaçlanmalıdır.
Seks işçilerine yönelik hak ihlallerinin ortaya çıkması noktasında kadın örgütlerinin de kapsayıcı bir politika benimsemesi de önem taşıyor. Dava müdahilliğine kadın örgütlerinin ve meslek örgütlerinin rolünün artırılması gerekiyor.
Yine aynı şekilde İstanbul sözleşmesinin uygulanması noktasında oluşturulan komitelerin raporlama yaparken seks işçilerini de içeriğe dahil etmeleri, özellikle trans seks işçilerine yönelik hak ihlallerinin izlenmesine yönelik faaliyetlerin artırılması gerektiği kanısındayız.
Somut bir çalışmanız var mı?
Mevzuatın iyileştirilmesi üzerine yer alan bir çalışmamız da mevcut. Kayıtlı ya da kayıtsız alanda çalışan seks işçilerini doğrudan ya da dolaylı etkileyen tüm mevzuatın iyileştirilmesine yönelik bir çalışma yapmaktayız.
Öncelikle seks işçiliğinin suç olmaktan çıkarılması amacıyla mevzuat taraması yapılmakta ayrıca seks işçiliğini spesifik olarak düzenleyen “Genel kadın ve genelevlerin tabi olduğu hükümler ve fuhuş yüzünde bulaşan zührevi hastalıklarla mücadele” tüzüğünün incelenmesi ve iyileştirilmesi üzerine çalışıyoruz.
Bu tüzük yalnızca kayıtlı seks işçilerini esas alarak hazırlanmış, kayıtsız seks işçileri üzerinde ev mühürlemelerine sebep olacak bir yaptırım düzenliyor.
Bu ikili ayrımın ortadan kaldırılması ve seks işçilerine yönelik kapsayıcı, güvenli çalışma koşullarının esas alındığı ve mesleki haklarının ayrıntılı düzenlendiği bir mevzuatın olması gerekmektedir.
Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği hakkında
Kırmızı Şemsiye 2013 yılında seks işçisi ve trans bireyler tarafından kuruldu.
Seks işçilerinin maruz kaldıkları hak ihlallerini, toplumsal dışlanma ve damgalanmanın karşısında seks işçiliğinin bir emek biçimi olarak kabul edildiği toplumsal ekonomik ve siyasal düzen için üç ayrı alanda çalışmalarını yürütüyor.
Bu alanlar cinsel sağlık ve üreme sağlığı hakları, adalete erişim ve insani yardımdır. Dernek seks işçilerine yönelik eğitimler düzenliyor.
Hak savunuculuğu, bilgi ve materyal üretimi yapıyor. Translara ve seks işçilerine yönelik ücretsiz hukuki danışmanlık ve kondom desteği sağlıyor.