MENÜ
ANA SAYFA
Pencereyi Kapat
Salonlar boşaldı ama izleyici arttı - Atölye BİA
21 Mayıs 2021

Salonlar boşaldı ama izleyici arttı

Okuma Süresi: 6 dk
Film festivalleri, uzun yıllardır Türkiye’de yapılsa da kısıtlı kaynaklar nedeniyle kırılgan bir yapıya sahip. Salgının da etkisiyle mücadele daha da zorlaştı. Geçen yıl aniden dijital platformlara yönelmek zorunda kalan film festivallerinin sinema sektörünün ayakta kalması için mücadele ediyor ve yeni normallere uyum sağlamaya çalışıyor.

Koronavirüs etkisiyle kamusal alanda gerçekleşen birçok faaliyet dijital platforma yönelmek zorunda kaldı. Fiziksel mesafenin korunması ve insanların zorunlu olmadıkça evlerinden çıkmaması gerekliliği hem iş dünyasını hem de sosyal hayatı akıllı telefonlar, tablet ve bilgisayarlara bağımlı kıldı. Sosyal ve kültürel hayatı da derinden sekteye uğratan pandemi süreci film festivallerini de etkiledi.

Film festivalleri, uzun yıllardır Türkiye’de yapılsa da kısıtlı kaynaklar nedeniyle kırılgan bir yapıya sahip. Salgının da etkisiyle mücadele daha da zorlaştı. Geçen yıl aniden dijital platformlara yönelmek zorunda kalan film festivallerinin sinema sektörünün ayakta kalması için mücadele ediyor ve yeni normallere uyum sağlamaya çalışıyor. Bu süreçte film festivallerinde yaşanan değişimleri, Türkiye’de film festivali denilince akla gelen iki önemli adres olan Engelsiz Filmler Festivali’nin organizatörü Puruli Kültür Sanat ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı ile konuştuk.

İşin sırrı B planı yapmak

Mart 2020’de ülkemizde etkisini ilk kez gösteren pandemi sonrası gelen yasaklarla bir yılı aşkın süredir film festivallerinin seyircisi ile buluşamıyor. Festival sahipleri geçen yılki ani gelişen dijitalleşme sonrası, bu yıl geçen senin tecrübelerine dayanarak doğru zamanlamayla “B planlarını yaratma şansı elde ettikleri”ni anlattı.

Engelsiz Filmler Festivali, B planını dünyada diğer festivallerin yaptıklarını izlemek ve çevrimiçi yayın platformları deneyerek kendilerine en uygun olanı seçmekte kurmuş. Geçen sene festivallerini dijitale taşıyarak ortalama seyircisini 3 katına çıkaran Puruli Kültür Sanat ekibi bu sene durumun verdiği özgüven ile 2021’de gerçekleşmesi planlanan Engelsiz Filmler Festivali’ni hibrid bir formatta, yani bir ayağı fiziksel, bir ayağı çevrimiçi olacak şekilde organize etmeyi planlıyor. Bu noktada geçtiğimiz yıl boyunca tüm dünyadaki film festivalleri titizlikle incelenmiş ve yoğun seyirci sayısını sorunsuzca kaldırabilecek yayın platformu bulunmuş.

Salonlar boşaldı ama izleyici arttı - Atölye BİA

Engelsiz Filmler Festivali’nde geçen yıl toplam 48 film gösterildi. 29 söyleyişinin de gerçekleştiği festival, 15 bin izleyiciye ulaştı. Festivalin yönetmeni Ezgi Yalınalp, geçen yılın değerlendirmesini şöyle yaptı:

“Ekim ayında festivali dijital bir platformda, tüm Türkiye’nin erişimine açık bir şekilde seyircilerimizle buluşturduk. İlk kez yapıyor olmamıza rağmen herhangi bir majör aksaklık yaşamadan; gösterimler, söyleşiler, Ödül Töreni gibi rutin etkinliklerimizi çevrimiçine taşıyarak başarılı bir şekilde festivali gerçekleştirdik ve ortalama seyirci sayımızın yaklaşık üç katı seyirciye ulaştık.”

Bu başarı, ekibi öylesine motive etmiş ki Engelsiz Filmler Festivali biter bitmez, Avrupa Birliği İnsan Hakları Film Günleri için aynı metotlar izlenmiş. Yalınalp, “Salgın koşulları nedeniyle bu etkinliğin de çevrimiçi düzenlenmesine karar verildi. Yaklaşık 35 filmin gösterildiği bu etkinlik de çevrimiçi bir platformda gerçekleştirildi. Bu etkinliği de başarılı bir şekilde arkamızda bıraktıktan sonra bir film festivalinin dijital olarak düzenlenmesi konusunda oldukça fazla bilgi ve deneyim edinmiş olduk” diyerek bu yıla hazırlandıklarını anlatıyor.

“Pandemi hafiflerse salonlara döneriz”

İstanbul Kültür Sanat Vakfı ise B planını geçtiğimiz sene izlediği yol haritasından, bu yıl şaşmayarak gerçekleştirecek. Bu yol haritasının kritik noktası, festivali geniş bir tarih aralığına yaymak ve düşen vaka sayılarıyla sinemaların açılması durumunda filmleri, yeniden salonlara ivedilikle taşıyabilmek. Ancak ekip, her sektörde olduğu gibi onlar da birden fazla plan yaparak, koşulları en uygun olanı hayata geçirecek. Pandeminin ağırlaşması ya da hafiflemesi programın nasıl şekilleneceğini belirleyecek. Yani 2019’dan 2020’ye geçerken yaşanan şokun tekrar etmesine bu kez izin verilmeyecek. 48. İstanbul Müzik Festivali, 24. İstanbul Tiyatro Festivali, 5. İstanbul Tasarım Bienali gibi İKSV organizasyonları çevrimiçi olarak başarı sağlayan etkinliklerden bazıları. 2020 yılında 39. İstanbul Film Festivali’nin bütün biletleri tükenmiş. Bu yıl bilet fiyatları, tekil alımlarda 12 lira, dokuz filmlik kombine paket fiyatı ise 90 lira olarak belirlendi.

İKSV İstanbul Film Festivali Direktörü Kerem Ayan, “Nisan itibariyle bu halen söz konusu değil ancak Mayıs ayında mümkün olduğu takdirde çevrimiçi gösterimlerin yanı sıra salonlarda da film göstermek istiyoruz. Kısaca her sektör gibi biz de birden fazla plan yapıyor, önümüzü görebildiğimiz takdirde de koşullara en uygun olanını hayata geçiriyoruz” diyerek önceliklerinin her zaman seyircili gösterim olduğuna dikkat çekti. Ancak rakamlar geçen yılın başarısını gözler önüne seriyor. Geçen yıl, İstanbul Film Festivali’nin platformu filmonline.iksv.org’ta gösterimini yaptığı 176 film, 190 binin üzerinde izleyiciye ulaştı.

Daha fazla izleyiciye ulaşma şansı

Dönemin zorunlu değişimleri ve sosyal hayattaki yeni normaller bu tarz organizasyonları kökten bir şekilde değiştirdi. Ancak bu durum, film festivalleri için sadece seyircisiz gösterimlere çözüm bulmak demek değil. Filmlerin yayın haklarında da düzenlemelere gidildi.

Yedi senedir fiziksel koşullarda festival yapmakta olan Engelsiz Film Festivali mevcut film festivallerini dijitale adapte etmiş, sonuç başarılı ancak süreç kolay olmamış. Engelsiz Filmler Festivali Yönetmeni Ezgi Yalınalp, “Farklı dijital platformlarla görüşüp, bu platformları test ederek ilerledik. Filmlerin dijital platformda gösterimi için gerekli izin süreci de alışkın olduğumuzdan farklı bir şekilde ilerledi çünkü filmlerin VOD (Video on Demand) dediğimiz dijital gösterimleri hakları için farklı bir süreç gerekiyor” dese de bir taraftan farklı mecraları kullanarak, her kesimden kişiye ulaşma imkanı tanımış olduklarını anlatıyor: “Çeşitli erişilebilirlik problemleri yaşadığı için evinden çıkamayan, pandemi sürecinde ise durumları iyice riskli hale gelen kişiler festivalimizi ilk kez takip etme fırsatı buldu ve bu kişilerden aldığımız geri bildirimler, bu süreçte öğrendiğimiz iyi pratikleri, gelecekte de uygulayabileceğimizi gösterdi.”

İstanbul Film Festivali Direktörü Kerem Ayan, festivali iptal etmekten kaçındıklarını, “bütün etkinliklerimizi iptal etmek yerine mümkün olduğu kadar çevrimiçi platformlar üzerinden gerçekleştirerek seyircilerimizle temasımızı korumaya çaba gösterdik” diyerek anlattı. Özata Örnek ayrıca, bu zorunlu dönüşümün kendi içindeki en büyük artısını da “Bu değişimin film festivallerine en büyük etkisi, önceden sadece profesyonellerin kullanımına açık olan çevrimiçi gösterim platformlarının, salonlara dönüşten sonra da zaman zaman izleyicilerin kullanmalarına da vesile olması” olarak tanımladı.

Seyircisiz gösterimler arka planı da değiştirdi

Sinemaların ne zaman yeniden açılacağı belirsiz, ancak film festivalleri yola devam etmekte kararlı. Peki ama bu belirsiz durum teknik kısmı nasıl etkiledi?

Ezgi Yalınalp, muammanın bir süre daha devam edeceği görüşünde: “Dijital gösterimlerin en azından bir süre daha, (ya da bundan sonra hep) film festivallerinin bir parçası olacağına inanıyoruz. Biz teknik şartnamelerimizi, festivalde hem fiziksel hem de dijital gösterimler olacağını öngörerek yeniden düzenledik.”

Salonlar boşaldı ama izleyici arttı - Atölye BİA

Yalınalp, dijitale dönüşün festival organizatörleri kadar dağıtımcı, yapımcı ve filmlerin haklarının sahipleri için de zorlu olduğunu anlattı: “Bu durumun olumsuz taraflarından biri, bazı hak sahiplerinin dijital gösterimlere sıcak bakmaması. Ayrıca bazen filmlerin gösterimi için de ekstra çaba harcamanız gerekebiliyor; filmin fiziksel gösterimi için ayrı, dijital gösterimi için ayrı kurum ve kişilerle görüşmeniz gerekebiliyor. Ancak biz bunları olumlu ya da olumsuz olarak nitelendirmek istemiyoruz. İçinde yaşadığımız dünyada değişim zorunlu bir durum ve bu durumdan kaçınmak da imkansız.

“Dağıtımcılar ve Uluslararası Yapımcılar Federasyonu filmleri sadece Türkiye’den izleme koşulu getirdi. Bu yurtdışı festivallerine de benzer bir şansı vermek adına uyulması gereken önemli bir kural. Ayan’a göre, yurt dışındaki izleyiciler bu konudan şikayetçi. Ayrıca olarak karşılaştıkları diğer sorunlar; internet altyapısının uygun olmaması, işletim sistemi uyuşmazlıkları, korsana karşı en üst düzey güvenlik önlemleri, çevrim içi platformların izleyici kapasitesinin yeterli olmaması olarak özetlenebilir: ‘Son olarak çevrimiçi platformların da bir izleyici kapasitesi var ve bunu talep edenler filmlerin hak sahipleri; dolayısıyla bazen istesek de daha fazla sayıda seyirciyle buluşamıyoruz, ya da bir filmi 5 günden fazla erişime açık tutamıyoruz. Sanırım seyircimiz de elimizde olmayan bu kuralları artık öğrendi ve anlayış gösteriyor.”

Covid-19 film seçiminde hayli etkili

Covid-19 dönemi ve yasaklar Puruli Kültür Sanat ekibinin film teması ve seçimlerinde etkili olurken, İstanbul Kültür Sanat Vakfı için sadece gösterim sıralamasında bu stresli ve depresif dönemi yansıtmamak düşüncesi göz önünde bulundurulmuş.

Salonlar boşaldı ama izleyici arttı - Atölye BİA

Ezgi Yalınalp, bu çerçevede 2020 Engelsiz Filmler Festivali’ni ilk kez bir tema ile,”‘Normali Ararken” adıyla gerçekleştirdiklerini anlatıyor: “Festivali bir tema ile yapmaya, salgın döneminde en çok duyduğumuz cümlelerden birinden yola çıkarak karar vermiştik: ‘Normale ne zaman döneceğiz?’. Bu soru ve genel olarak evlerimize kapandığımız pandemi süreci, ‘normal’ olarak adlandırdığımız yaşantılarımızın aslında ne kadar tercih edilir; kendimiz, etrafımızdaki canlılar ve yaşadığımız gezegen için ne kadar sürdürülebilir olduğunu daha fazla sorgulamamıza yol açmıştı. Bu çerçevede yönetmenlerle çevrimiçi söyleşiler gerçekleştirdik. Böylece izleyicilerimizi bu tartışmaya dahil etmek, birlikte bu konu üzerine düşünmek istedik.”

İKSV cephesi ise sürece daha temkinli yaklaşmış. Ayan, yine de belirsizliğin getirdiği karamsar ruh halinin önemli bir etken olduğunu şöyle anlatıyor: “Filmlerin gösterim sıralaması yapılırken bir kısmımızın uzun süredir evlerde kapalı kaldığı, çoğumuzun stresli günlerden geçtiği ve depresif bir sürecin içinde olduğunu göz önünde bulundurmaya gayret ediyoruz. Bu süreçte anladık ki seyirciler zor dönemde depresif, acıklı, yas ya da felaket temalı filmleri üst üste izlemek istemiyor.”

Festivaller pes etmiyor

İKSV, tüm bu dijitalleşmeye rağmen yine de salonlara dönmek istiyor ve seyircilerine de bir mesajı var: “Kendileriyle doğrudan iletişimde olduğumuza inanıyoruz ancak buradan da festivalimizi çevrimiçi olarak takip etmelerinden dolayı mutluluk duyduğumuzu ve en kısa zamanda salonlarda yan yana film izlemenin tadını çıkarmak için sabırsızlandığımızı iletmiş olalım.”

Engelsiz Film Festivali de, “11-17 Ekim tarihleri arasında 9. kez seyircilerimizle bir araya gelecek ve sanata en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde sinemanın sağaltıcı gücüyle birazcık nefes alacağız. Herkesi bu deneyimi birlikte paylaşmaya davet ediyoruz” diyerek yola devam ediyor.

* COVID-19 salgını film festivallerinin dünya çapında dijital platforma taşınmasına neden oldu. Geçen yıl ilk kez We Are One: A Global Film Festival adıyla, ortak bir programla Youtube’a üzerinden Cannes, Berlin, Sundance ve Venedik de dâhil olmak üzere 21 film festivali bir araya geldi. Festival 1 milyon 600 bin izleyiciye ulaştı.

Ankara Başkent Üniversitesi Radyo,Televizyon ve Sinema bölümü mezunu. Uçan Süpürge Vakfı gönüllü çalışanı. Atölye BİA 2-10 Eylül 2019 “Temel Gazetecilik Atölyesi” ve 24-28 Şubat 2020 “Uygulamalı Haber Atölyesi” katılımcısı.