Ödüllü Feminist-Tasarımcı Laurel: İlk ilham kaynağım deneyimlerim
İlk baştan erkeklere göre tasarlandığı için ehliyet kemerinin kadınları yeterince korumadığını biliyor musunuz?
1960’larda emniyet kemeri kullanımının yaygınlaşmasıyla üreticiler, mankenlerle deneyler yaparak, en güvenli emniyet kemerini bulmaya çalıştı.
Kayıtlara göre 2011 yılına kadar kadınların bir araba kazasında emniyet kemeri kullansa bile ağır yaralanma veya ölüm oranı erkeklere oranla yüzde 47 daha fazlaydı.
2011’de emniyet kemeri testlerinde yalnızca erkek vücut ölçülerine göre mankenlerin kullanılmasının buna yol açtığı anlaşıldı. Yani tasarımlarda cinsiyetçi yaklaşımlar, direkt olarak yaşam hakkını tehdit ediyor.
Bu, “Başka bir tasarım mümkün mü?” sorusunu da gündeme getirdi. Biz de bu soruya, farkındalık yaratan tasarım örnekleri ve erkeklerin “yayılarak” oturmasını önleyen sandalyesiyle ödül alan tasarımcı Laila Laurel ile yanıt aradık.
İngiltere’de tasarım bölümü öğrencisi olan Laurel, lüks oteller zinciri Belmond tarafından verilen, tasarım dünyasında saygınlığı olan genç yetenek ödülüne layık görüldü. Atölye BİA’ya konuşan Laurel, “Farkındalık oluşturan tasarımlar yaratmaya devam etmeyi umuyorum” diyor.
“Erkekler, daha çok yer isteme eğiliminde”
Tasarımı için erkeklerin yayılmasıyla ilgili deneyimleri, çevresindeki kadınlarla yaptığı konuşmaları ve Laura Bates’in oluşturduğu Everyday Sexism Project’in kendisine ilham kaynağı olduğunu belirten Laurel şunları söylüyor:
“Bu soruna alaycı bir cevap vermek için sandalyeleri tasarladım. İnsanların cinsiyete göre sandalyeye oturması ayrımcılığı arttırabilir. Amacım, yayılarak oturma sorununa ve her gün karşılaştığımız cinsiyetçiliğe dikkat çekmek.”
Oturma şekli üzerinden cinsiyet politikalarını keşfetmenin ilginç olabileceği düşüncesiyle yola çıktığını anlatan Laurel, “Peki, neden feminist tasarım?” sorusunu ise şöyle yanıtlıyor:
“Nasıl yaşadığımıza, oturduğumuza, dünyada kapladığımız yere bakmanın hayata bakışımızı gösterdiğini düşünüyorum. Erkekler daha fazla yer isteme eğiliminde.
“Kadınların, şimdikinden çok daha fazla hareket etmelerini istiyorlar. Bir bütün olarak cinsiyet eşitsizliğine karşı koymak için cinsiyetçiliğe farklı yönleriyle bakmalıyız.
“Oturma şekli cinsiyet politikasını yansıtıyor”
“Oturma şeklimiz etrafında cinsiyet politikalarını keşfetmenin ilginç olabileceğini düşündüm.
“Yaşadığımız sosyal sorunları araştırmak ve açıklamak için tasarım ve ürün kullanmayı çok ilgi çekici buluyorum. Tasarım ve ürünler, yaşamımızın her yanında.
“Sanatın ya da herhangi başka alanın yetmeyeceği geniş bir etkisi var. Bu yüzden tasarım, toplumsal çalışmalar için ilginç ve farklı bir yöntem sunuyor.”
“Olumsuz tepkiler, çabalamanın doğası”
Laurel, tasarımına oldukça farklı geri dönüşler yapıldığını söylüyor. Çoğunlukla olumlu yorumlar alsa da olumsuz tepkilere de şaşırmıyor.
“Cinsiyet politikasını çalışmanın doğası, çok kutuplaştırıcı olabiliyor ve insanları gerçekten sinirlendirebilir” diyen Laurel, yine de bu durumdan rahatsız değil:
“Olumsuz tepkiler, değişim için çabalamanın doğası gibi görünüyor. Evet, sinir bozucu ama toplumda değişim için işe yarıyorum, bu da beni rahatsız etmiyor.”
Cinsiyetçiliğe oldukça sık maruz kalan genç bir kadın olarak bu alanda çalışmayı istediğini ve hak ettiğini vurgulayan Laurel, farkındalık oluşturan tasarımlar yaratmaya devam etmek istiyor.
Farkındalık yaratan tasarımlar
Laurel, cinsiyet eşitsizliğiyle ilgili farkındalık yaratmaya çalışan tek tasarımcı değil. Tasarım dünyasında, cinsiyet eşitliğini ön planda tutan başka tasarımlar da bulunuyor. İşte bu örneklerden birkaçı:
“Gay Bob Artık Burada!”
1977’de Gizmo Development’ın o zamanki reklam yöneticisi Harvey Rosenberg tarafından tasarlanan Gay Bob, dünyanın ilk eşcinsel oyuncak bebeği. Tanıtımında kullanılan slogan net: “Barbie ve Ken kenara çekilin, Gay Bob artık burada!”
Oyuncağın üretimi için 10 bin dolar harcanıyor. Rosenberg böyle bir bütçe ayrılmasının sebebi sorulduğunda, “Olduğum gibi davranma hakkım var demek için, eşcinsel hareketinden öğreneceklerimiz var” diye cevaplıyor.
Stand Up!
Ortak yaşam alanlarında kullanılan tuvaletler, birçok hastalığa neden oluyor. Diğer yandan uzmanlar, idrarın uzun süre tutulmaması gerektiğini belirtiyor. Bu sorunun, ücreti 1 doları aşmayan bir çözümü var. Kadın pisuarı olarak da bilinen tuvalet aparatı temas kurmadan idrarınızı yapmayı sağlıyor.
Tuvalet aparatının farklı modelleri bulunuyor. Tıbbi silikondan yapılan tasarımlar, 10 yıl boyunca kullanılabiliyor. Silikon tasarımların sağlıklı olarak saklanması için ayrıca bir kabı var. Dağcılık ve çadır kampıyla ilgilenen kadınların da tercih ettiği tuvalet aparatının kullan at hali ise Sarah Grossman imzası taşıyor.
Stanford Üniversitesi mezunu Grossman, “Pis klozetlere oturmak zorunda değiliz” diyerek bir kompakt tasarladı. “Stand-up” ismiyle bilinen aparat cebe sığabiliyor. Karton iki yanından sıkıştırılarak, huni şekli veriliyor. İşiniz bitince çöpe atabiliyorsunuz. 2014’te On The Fly kanalına konuşan Grossman, onu neden tasarladığını, “Tuvaletlerde kadınlardan her zaman duyduğum bir şeydi: Bu tuvalet iğrenç! Boşver ben tutacağım. Keşke ayakta olabilsem!” diyerek anlattı.
Translar İçin Korse
Trans Danışma Merkezi Derneği (T-DER), cinsiyet değiştirme ameliyatları üzerine 2014’te bir veri raporu yayınladı. “Yeniden Doğdum” isimli raporda, trans erkeklerin dile getirdiği ortak sorun, memeleri gizlemek. Korse kullanımı ve memeleri sarmak en sık başvurulan yöntemler.
Loughborough Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü’nde okuyan Milles Kilburn, memeleri sarmanın kan dolaşımı bozukluğu, havasız kalma gibi sorunlara yol açtığından söz ediyor.
Kilburn, geçtiğimiz ay tanıtımını yaptığı bir korse tasarladı. Gmag’de yer alan habere göre, Kilburn’un yardım aldığı trans öğrenciler korsenin geleneksel korselerden daha kullanışlı olduğunu söyledi. Bunun sebebi olarak memeyi daha iyi sarması, esnetilebilir olmanın getirdiği hareket kolaylığı gösteriliyor.