MENÜ
ANA SAYFA
Pencereyi Kapat
"Haber dili yeni bir hak ihlaline neden olmamalı" - Atölye BİA
Kadın
12 Eylül 2019
Kadın
12 Eylül 2019

“Haber dili yeni bir hak ihlaline neden olmamalı”

Emine Bulut'un cinayetini gösteren videonun medyaya yansımasını ve etkilerini Doç. Dr. Esra Arsan, gazeteci Evrim Kepenek, Mor Dayanışma'dan İrem Kayıkçı ve avukat Deniz Yenikaya ile konuştuk.

Emine Bulut’un cinayetini gösteren videonun birçok haber mecrasında serbestçe dolaşıma girmesinin ardından bu görüntüler yayınlanmalı mı, yayınlanmamalı mı tartışması ortaya çıktı.

“Kamuoyu yaratması için gerekli” diyenler de oldu, “şiddeti meşrulaştırdığını” söyleyenler de. Konunun uzmanlarına bu tür görüntülerin medyaya yansımasını ve etkilerini sorduk.

Bu görüntüler şiddetin aktarılmasında nasıl bir pay oynuyor? Medyadaki  görüntüler, kadına yönelik erkek şiddetiyle ilgili haberlerin veriliş tarzı, sorunun çözümüne herhangi bir katkı sağlıyor mu yoksa var olan ataerkilliği yeniden üretiyor ve meşrulaştırıyor mu? Bu görüntülerin yayınlanması hukuksal açıdan nasıl değerlendiriliyor?

Yanıtları, gazetecilik akademisyeni Doç. Dr. Esra Arsan, bianet kadın ve LGBTİ+ haberleri editörü gazeteci Evrim Kepenek, Mor Dayanışma üyesi İrem Kayıkçı ve avukat Deniz Yenikaya’dan aldık.

“Erkek şiddeti toplumsal gündemin meselesi”

Medya ve iletişim akademisyeni Doç. Dr. Esra Arsan, erkek şiddetin tekil olaylar bazında ele alınmaması gerektiğini belirterek, şunları söylüyor:

“Kadına yönelik erkek şiddeti konusunda çok daha önemli bir toplumsal soruna vurgu yapmak gerekiyor. Bu, kadın politikalarıyla, siyasal iktidarın kadına yönelik girişimleriyle, imzaladığı anlaşmalara uymalarıyla alakalı bir mesele.

“Emine Bulut olayını gündeme taşıyan, gazeteci olmayan birinin cinayeti cep telefonuyla kaydetmesiydi. Bu gazeteci tarafından yapılmış bir şey değil, o nedenle gazetecilik etiği açısından değerlendirmemiz doğru olmaz. Sosyal medya kontrole açık bir alan değil, dolayısıyla oraya her türlü şiddet görüntüsü yansıyabiliyor. Bu alanda medya kontrolünü veya sansürünü, etik ihlalini tespit etmek söz konusu değil.”

“Mağdur ve fail arasındaki ayrım net yapılmalı”

Haber dilinde medyaya büyük sorumluluk düştüğünü belirten Doç. Dr. Arsan, şöyle devam ediyor:

“Haber dilinde çok dikkatli olunmalı, mağdur ve fail arasındaki ayrım çok net şekilde yapılmalı. Emine Bulut olayında görüldüğü gibi yine mağdurun fotoğrafının yayınlandığı, failinkinin gizlendiği, cinayeti işleyen katilin gözden ırak tutulduğu bir durum var, sanki kadının başına gelen bu felaket kabul edilirmiş gibi yansıtılıyor. Bunlar yanlış, mutlaka kimin mağdur kimin fail olduğu çok net çizilmeli.

“Televizyonda yayınlanan şiddet görüntülerinin direkt olarak insanlarda benzer şiddet olaylarını tetiklediği kanıtlanmış değil. Şiddet görüntülerinin benzer şiddet olaylarını tetiklediği, bu tür benzer olayların arttığı yönünde çalışmalar var.”

“Her görüntü yeni bir şiddeti tetikleyebilir”

Bianet kadın ve LGBTİ+ haberleri editörü gazeteci Evrim Kepenek’in görüşleri ise şöyle:

“Her görüntü yayınlanmamalı çünkü yeni bir şiddeti doğurabilir. Başka erkekler o görüntüden etkilenip, içlerindeki şiddet tetiklenebilir, yöntem öğrenebilir. Ayrıca kadınların, aileleri ve çocukları var. Bu görüntüler sosyal medyaya veya televizyona düştüğünde kalıcı hale gelebiliyor. Yıllar sonra tekrar ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle görüntüleri yayınlamak şart değil.

“Toplumsal cinsiyet içerikli haberlerde dilin nasıl kullanıldığı çok önemli. Seçilen kelimeler, görseller ve içerik bizim için önemli, yeni bir hak ihlaline neden olmamalı. Kadını yeniden mağdur etmemeli, çok fazla detay kullanılmamalı ve yol, yöntem öğretmemeli.”

“Medya kadın politikalarında güçlendirici olmalı”

Görüntülere tanık olmanın ve yaygınlaşmasının, kadın cinayetlerinin artmasının asıl sebebi olmadığını belirten Mor Dayanışma üyesi İrem Kayıkçı, medyanın toplumsal bir tutum yaratma bilincinde olması gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:

“Kullanılan haber dilinin patriarkayı yücelten tavırda olması, erkek şiddetinin adını direkt koymaması, devlet kurumlarının yasaları uygulamam gibi keyfi ve bilinçli olarak kadın düşmanı ‘bırak yapsınlar’ politikalarını eleştirmemesi; artmasını teşvik ediyor. Medya bu anlamda kadın politikalarını güçlendirmeli ve yapıcı olmalı.

“İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284 sayılı yasayı uyguluyor olsalardı sadece 2019 Eylül ayı itibariyle erkekler 290 kadını öldürmüş olur muydu? Toplumsal cinsiyet eşitliğini kabul etmeyen, cinsiyetçi, homofobik devlet politikaları kadınları hedef tahtası haline getiriyor. Kadın cinayetleri haber ve görüntü kavramına sığamayacak kadar hayati ve politik. Her yerde kadın cinayetlerinin politik, kitlesel ve sistemsel olduğunu dile getirip, mücadele ağlarıyla toplumu dönüştürmeli, kadın politikalarını hayata geçirmeliyiz.”

“Hukuki sakıncaların farkında olup hareket etmeliyiz”

Avukat Deniz Yenikaya, görüntülerin kim tarafından, nerede ve ne amaçla çekildiğinin hukuki sonuçları farklılaştırdığını belirterek,“Kişilerin rızaları dışında kayda alınması cezai anlamda ‘Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar’ adı altından düzenlenmiş ve hapis cezası öngörülen suçlar. Soruşturmanın gizliliği ihlali sebebiyle ‘gizlilik ihlali’ ve ‘soruşturma ve kovuşturma işlemleri sırasındaki ses ve görüntüleri yetkisiz kayda alma ve nakletme’ suçlarını oluşturur” dedi ve ekledi:

“Emine Bulut cinayetinde görüntüleri kaydeden şahıs, bu suçlar sebebiyle gözaltına alınmıştı. Görüntülerin kayda alınması diğer yanıyla; eğer ortada durdurabileceği bir suç varsa müdahale etmemesi ihmalen işlenebilecek şuçların faili olmasına yol açabilir. Eğer durdurma olanağı bulunmuyorsa, başka görgü tanığı yoksa görüntünün kayda alınması suç sayılmamalı.”

Ne olmuştu?

Emine Bulut’a ait olay anında çekilen görüntülerin sosyal medyada paylaşılması üzerine çalışma başlatılmıştı. Görüntüyü çeken B.Y. ifadesinde, videoyu sadece arkadaşı M.A. ile paylaştığını, M.A. ise videoyu izledikten hemen sonra sildiğini söyledi. B.Y. ve M.A. hakkında, “soruşturma ve kovuşturma işlemleri sırasındaki ses ve görüntüleri yetkisiz kayda alma ve nakletme” suçundan işlem yapıldı. B.Y. işlemlerin ardından serbest bırakıldı.

Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik bölümü mezunu. BirGün gazatesinde de staj yaptı. bianet Ocak-Şubat 2020 stajyeri. Atölye BİA 2-10 Eylül 2019 “Temel Gazetecilik Atölyesi” katılımcısı.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi. Atölye BİA 2-10 Eylül 2019 “Temel Gazetecilik Atölyesi” ve Atölye BİA 4 Aralık 2021 “Kürtçe Hak Odaklı Habercilik Atölye” katılımcısı.