Boğaz tokluğuna çalışmanın yeni adı: Junior
B.L., “junior” olarak girdiği bir ajansta altı ay asgari ücretin yarısı bir maaşa, sigortasız çalıştı. Kadroya alınma hayali kurarken, altı ay sonunda işten çıkarıldı…
B. Ö., sosyal medya uzmanı olarak işe alındı, ancak sigortasız ve yarım maaşla “junior” olarak çalışması istendi. “Deneyim kazanmak” için kabul etti…
Son zamanlarda iş ilanlarında en çok karşılaşılan kelimelerden biri, “Juniorluk”. Junior yazılımcı, junior grafiker, junior şef, junior muhasebeci…
İlanlardaki aranan özellikler deneyimli çalışanlardan istenenlerden aşağı kalmasa da, “junior” elemanlara daha az maaş ödeniyor, aylarca sigortasız çalıştırılanlar da oluyor. Yeni mezunlar iş görüşmelerinde hep karşılarına çıkacak “Deneyimin var mı?” sorusuna “Evet” diyebilmek için, bu şartları kabul ettiklerini anlatıyor.
“İşe alınma umuduyla altı ay çalıştım”
Bir ajansta altı ay sigortasız bir biçimde “junior” adı altında grafik tasarımcı olarak çalışan B.L (23), kadrolu bir eleman kadar iş yaptığı halde asgari ücretin yarısı kadar maaş aldığını söylüyor. Tecrübe kazanma ve sonunda kadroya geçme umuduyla bu şartlara dayandığını belirtiyor. Ancak altı ay sonunda “maddi yetersizlik” gerekçesiyle işten çıkartıldığını söylüyor ve ekliyor:
“Zaten asgari ücretin yarısı kadar alıyordum. Ona rağmen maaşların yatırılması unutuluyordu… İş yaşantısı sosyal hayatımı da etkiledi. Haftanın beş günü çalışmama rağmen iş saatlerinde hep bir belirsizlik söz konusuydu. Gece 23:00’te çıktığım bile oluyordu.”
Bir yılın ardından kadro
C.N.K (28) ise, arkadaşının aracılığıyla başladığı, 100 kişinin çalıştığı bir yayınevinde bir yıl boyunca sigortasız bir şekilde “stajyer” olarak çalışıyor. Ancak bir yıl sonra kadroya alındığını da ekliyor. İlk altı ay sadece yemek ve yol ücretinin karşılandığını, ikinci altı ayda ise telif adıyla maaş almaya başladığını belirtiyor. Görev tanımı kitap düzenleme, editör asistanlığı ve kitapları baskıya hazırlama olsa da yeri geldiğinde TÜYAP Kitap Fuarı’nda stantta da çalışıyor. Yine de sonunda kadroya alınıp da “juniorluk”tan kurtulduğu için mutlu.
“Bizden fedakârlık bekliyorlar”
“Juniorluk” bazı meslek gruplarını mücadele etmeye de itiyor. Bunlardan biri de, 2017’de “Mimarlar İçin Hayatta Kalma Kılavuzu” çağrısıyla bir araya gelen, Ücretli Çalışan ve İşsiz Mimarlar Forumu (ÜİMF).
Forum üyelerinden Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu Nazan, bir yıl “junior” olarak çalıştıktan sonra işe alınacağını umarken, “kriz” bahane edilerek çıkarıldığını anlatarak, “Ofis stajına başladığımda uzun süren mesailerle birlikte yol, yemek gibi ihtiyaçlar da karşılanmadı. Bu durum mesleki fedakârlık olarak adlandırılıyor” diyor.
Ucuz iş gücü olmayı kabul ettim
Sosyal medya uzmanı olarak işe alınmasına rağmen sigortasız ve yarım maaşla “junior” olarak çalıştırılan bir başka işçi de B.Ö (23). “Türkiye şartlarında tecrübesiz iş bulma imkânı çok az olduğu için iş hayatıma bu şekilde başlama kararı aldım” diyerek başlıyor anlatmaya: “Bu süreç zor olsa da kariyerim için bir basamak olarak görüyorum. Uzun süreli stajyer olarak çalışmak gelecekte yapacağım iş için bir tecrübe oldu. Ancak bu yüzden ucuz iş gücü olmayı kabul etmiş oldum.”
Yemek ve temizlik isteyen de oluyor
Avukat adayları da, adına “juniorluk” denilsin denilmesin, uzun süreli ücretsiz ya da düşük ücretli staj uygulamalarından şikâyetçi. Hâkim, savcı veya avukat olmak isteyen hukuk mezunlarının tamamı bir senelik staj döneminden geçiyor. Avukatlık stajının hukuki düzenlemelere muhtaç olduğunu belirten E.Ö, deneyimlerini şöyle anlatıyor:
“Bir yandan işçi olduğumuzun farkında olsak da bir yandan işçilik haklarımızı talep etmemiz mümkün değil. Angarya işler için akla ilk gelen her zaman stajyerler oluyor. İş görüşmesine gittiğim bir büro, temizlik ve yemek de yapmamı istemişti, üstelik bunu büroda sıcak ve samimi bir ortam olduğu için istediklerini iddia etmişlerdi.
“Bu tür patron avukatlar, büronun acil ve önemli işlerini kendilerinin yaptığını, bu nedenle sizin onlara yardımcı olmak ve dolayısıyla büroya fayda sağlamak için özel işler dahi her türlü angaryaya razı olmanız gerektiğini kabul ettirmeye çalışıyor. Sosyal medyada da görüyoruz, avukatının köpeğini gezdirmeye çıkaran, kıyafetlerini kuru temizlemeden alan, avukatının evindeki tesisat için tamirci bulmakla görevlendirilen stajyerler de var.”
İSİG: 6 yılda 20 stajyer hayatını kaybetti
Düşük ücrete, sigortasız bir şekilde uzun süreli “stajyer” adıyla eleman çalıştırılması İşçi Sağlığı ve İş Sağlığı (İSİG) Meclisi’nin de gündeminde. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre stajyer öğrencilere, işçi sağlığı ve iş güvenliği verilmesi gerekiyor. Bu eğitimi almayan hiçbir öğrencinin staja başlatılmaması gerekiyor. Ancak tüm angarya işler, “uzatmalı stajyer”lere verildiği gibi, yoğun çalışma saatlerine de maruz kalıyorlar.
İSİG Meclisi, 6331 Sayılı Yasa’nın uygulanmaya başlandığı 2013’ten beri 20 liseli veya üniversiteli stajyerin hayatını kaybettiğini belirtiyor. Piri Reis Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği birinci sınıf öğrencisi Mustafa Koç’un (19), staj yaptığı gemide ölü bulunduğunu hatırlatıyorlar. Mustafa Koç’un 20 saat çalıştırılarak, kimyasal kalıntıların bulunduğu tankların temizletildiği iddia edilmişti.