MENÜ
ANA SAYFA
Pencereyi Kapat
Artvin: Ekonomik ve ekolojik buhranında içerisinde seçim - Atölye BİA
Siyaset
5 Mayıs 2023
Siyaset
5 Mayıs 2023

Artvin: Ekonomik ve ekolojik buhranında içerisinde seçim

Okuma Süresi: 12 dk
Doğu Karadeniz'in seçimi haber dizisine Artvin'den başlıyoruz. Doğu Karadeniz'in diğer kentlerinde Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı seçenekleri ağır basarken Artvin'de hem Emek ve Özgürlük ittifakının hem de Sosyalist Güç Birliği adaylarının varlığı göze çarpıyor.

Fotoğraf ve videolar: Eren Dağıstanlı – Caner Odabaş

Mecliste 2 milletvekiliyle temsil edilen kent, 2002’den bu yana 1 vekil AKP’den 1 vekil de CHP’den çıkarıyor. Bu seçimde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin birinci sıra adayı eski bakan Faruk Çelik olurken, Cumhuriyet Halk Partisi’nin birinci sıra adayı ise 2011’den bu yana Artvin Milletvekili olan Uğur Bayraktutan.

Milletvekilliği dağılımda değişiklik olmayacağı düşünülen Artvin’de birinci parti olma ve cumhurbaşkanlığı pusulasındaki seçimlerde yarış önem kazanıyor.

2018 seçimlerinde Artvin’de %10.2’lik oy alan İYİ Parti’nin, eski futbolcu genç adayı Hamza Gezmiş ile oy arttıracağı düşünülürken; Sol Parti, TKP, Yeşil Sol Parti ve TİP adayları da oy arttırma iddiasında olan diğer partiler.

%71’i maden aramaya ruhsatlandırılan Artvin’de ekolojik sorunlar kadar ekonomik sorunlar da halkın gündemi. Muhalefet cephesinde bulunan bütün adayların ve üreticinin en az 15 TL olmasını söylediği çay taban fiyatının; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 11 lira 30 kuruş olarak açıklanması ise özellikle Artvin’in sahil kesimindeki çay üreticilerinin birinci gündemi olmuş durumda.
Seçime 10 gün kala Artvin’de adayları, çay üreticilerini ve sokağın sesini dinledik.

Cumhuriyet Halk Partisi adayları Uğur Bayraktutan ve Oğuz Kurdoğlu, İYİ Parti adayı Hamza Gezmiş, Sol Parti adayı Ezgi Eriman, Yeşil Sol Parti adayı Fulden Şahin ve Türkiye İşçi Partisi adayı Serkan Acar ile Artvin’deki seçim yarışını ve kentin öne çıkan sorunlarını konuştuk.

Sol Parti’den iki kadın aday

Cumhuriyet tarihinin ilk kadın belediye başkanını çıkaran Artvin’de, 89 yıllık seçim sürecinde hiç kadın milletvekili çıkmadı. Bu duruma da dikkat çekmek isteyen Sol Parti iki kadın adayıyla Artvin seçimlerine hazırlanıyor.

Sol Parti’nin Artvin 1.sıra adayı Ezgi Eriman aslen Hataylı. 7 yıl önce Artvin’e okumak için gelen Ezgi Eriman okul sonrasında kentte kalıyor, siyaset ve iş hayatına burada devam ediyor. Hopa’da diyetisyen olarak kendi işini kurmuş olan Ezgi Eriman ile Hopa Parkı’nda buluşuyoruz.

89 yıldır Artvin’de kadın vekil olmamasının Artvin’e yakışmayan bir tablo olduğunu belirten Eriman, “Çünkü genelde insanların Artvin dediğinde aklına daha özgürlükçü bir kent geliyor. Kadınların daha kendilerini rahat hissedebildikleri bir şehirden bahsediyoruz ama bu süreç parlamenter sistemde böyle olmamış. Yani hiç kadınlara böyle bir sorumluluk verilmemiş. Biz de parti olarak özellikle de bu Taliban iktidarının kadınları hedefe koyduğu bu süreçte iki kadın milletvekili adayıyla bir yol haritası çizdik. Sürecimizi öyle başlatmış olduk” diyor.

Hangi köylüsün diye soruyorlar

Artvinli olmadığı için çalışmalarda sorun yaşayıp yaşamadığını sorduğum Ezgi Eriman: “Sahada sorundan ziyade, hangi köylüsün diye soruyorlar direkt. Yani buralı olmama ihtimalimi zaten düşünmüyorlar. İşte gittiğim yerde direkt o ilçeden olduğumu düşünüyorlar. Hangi köydensin diye soruyorlar. Aslında ben de buralı oldum. Yedi yıldır burada yaşadığımı aktarıyorum. Olsun diyen de oluyor. Canın sağ olsun diyen de… Ama şey de var işte, Hopa’da da Artvin’de de aslında sokaklar meydanlar tanıyor beni. Yani bulunduğum süreçten beri her yaşam alanında mücadele eden, olabildiğince mücadele eden de bir insanım. Üniversite öğrencisiyken ben bu sokaklarda gazete dağıtıyordum. Her 1 Mayıs’ta her kadın eyleminde sokaktaydım. Oradan doğru da çok da tanıyan insan var zaten. Mesleğim gereği de çok tanıyan da var. Evet Hataylıyım ama işte yaşadığım yeri de sevdiğim için… Buralının bazen o kendi dağını, taşını savunmadığı yerde ben buralı gibi düşünüp memleketim olduğu için savunduğum bir noktada olduğum için çok da bir problem olmuyor” ifadelerini kullandı.

Halk yeni yüzler arıyor

Hopa Parkı’ndan ayrıldıktan sonra yine Hopa’da seçim çalışmaları kapsamında ziyaretlerine devam eden İYİ Parti adayı Hamza Gezmiş ile karşılaşıyoruz. Hopa Meydanı’nda bulunan seçim koordinasyon ofislerinde diğer partililerin de katılımıyla konuştuğumuz Gezmiş, eski futbolcu, aynı zamanda Paris Saint Germain Futbol Kulübü’nün Türkiye’deki temsilcisi olarak çalışmalar yürütüyor.
Borçka Muratlı doğumlu olan Gezmiş, Murgul’da yaşamış, sonrasında bölgedeki birçok genç gibi futbolcu olma hayalleriyle büyümüş.
Hamza Gezmiş’e AKP ve CHP arasındaki vekillik dağılımının değişip değişmeyeceğini yani İYİ Parti’nin Artvin’den vekil çıkarma iddiasını sordum.

Artvin’in gençlerinin umutla dünyaya bakabilmesi için siyasete girdiğini söyleyen Gezmiş “Ben hesap kitap yapmıyorum açıkçası. Ben sadece çalışıyorum. Sadece çalıştığım için de ciddi anlamda insanlarımızdan, hemşerilerimizden ciddi teveccüh görüyorum. Tabii özellikle Artvin’de şöyle bir beklenti de var. Artık yeni yüzlerin, yeni vizyonun, yeni bakış açıların ön planda olması, temsil sorumluluğunun da olması noktasında insanlarımızın bir özlemi var. Bunu fazlasıyla her yaptığımız çalışmada, her gittiğimiz ilçede, her gittiğimiz köyde her gittiğimiz mahallede fazlasıyla hissediyoruz. E temsil etme noktasında da bir problemimiz yok. Çünkü bugün dünyanın en büyük spor markalarından dört milyar euroluk bir marka değeriyle dünyanın en büyük spor markalarından biri olan kulübü bir kere Türkiye’de temsil ediyoruz. Bunun haricinde geçmişten bize miras bırakılan Artvinli olmak… Bunun nimetlerinden biz genç nesiller her zaman yararlandık. Bu mirasın temsilcileri olarak Artvin’e en iyi şekilde temsil etme arzumuz ve gayretimiz yüksek” diyor.

“Soyadımdan dolayı sosyalist bir abimiz yanıma gelmişti”

Birçok aday gibi Hamza Gezmiş de Artvin’deki ekonomik ve ekolojik gelişmelere dikkat çekiyor. Artvin’in ülke ekonomisi için doğasından çok feragat ettiğini söyleyen Gezmiş, aynı zamanda yol ve hastane sorunlarına dikkat çekerken çalışmaları sırasında yaşadığı bir olayı anlattı.

“Bir yol problemimiz var ki bitmeyen bir yol. Arhavi’den giriyorsunuz, Yusufeli’ne gidene kadar, Ardanuç’a gidene kadar can ve mal güvenliğini tehdit altına atan ve ciddi anlamda bizleri kaygılandıran bir durum söz konusu. Genel olarak yine hastane problemimiz var. Yollarda ölüme terk ediliyoruz. Yani o kadar acı hikayeler var ki anlatmakla bitmez. En son bizim Arhavi ilçe kongremizde sohbet ettiğimiz, çok farklı dünya görüşüne sahip olan çok değerli bir abimiz, bizim yanımıza geldi. Benim soy ismim Gezmiş olunca sosyalist de bir abimiz şey dedi “işte soy ismin çok benim için keyifli oldu” Bu çok beni motive etti, “seni destekleyeceğim” dedi. Böyle gülüştük ve sonrasında on adım attı ve inanır mısınız beyin kanaması geçirdi. Yani benim için bir travmatik olaydır o…Bir devlet hastanesine gidildi. Hopa’ya gönderildi. Doktor yok. Artvin’e gönderildi. Doktor yok. Oradan Ardahan’a gönderildi. Yeterli imkanlar yok. Oradan tekrar Rize’ye gönderildi. Velhasıl bizim insanlarımız yollarda maalesef ölüme terk ediliyor. Yani biz bunu hak etmiyoruz…”

 “Futbol sahasında hiç vekil görmedim”

Hamza Gezmiş’e futbolcu geçmişinden kaynaklı AKP Artvin Milletvekili Adayı Faruk Çelik’in sonrasında da Hopaspor tribünlerinde tepkiye sebep olan “Hopaspor’u şampiyon yapacağız. Efendim birileri diyormuş ki ‘Biz de Hopaspor’u şampiyon yaparız. Yahu yaparız seninki tahmini yani laf olsun diye. Ben Bursaspor’u şampiyon yapmışım, Urfaspor’u şampiyon yapmışım” açıklamalarını soruyorum.

Gezmiş futbol oynadığı dönemde sahada hiç milletvekili görmediği söyleyerek “Tabii oradaki insanların emeklerine saygısızlık olur bunu ifade etmek. Artvin’in en büyük spor markasıdır Hopaspor ve Hopaspor’u sadece sığ bir alana da sıkıştıramayız. Hopaspor gençlerin sosyal olarak, sportif olarak akademik olarak gelişebilmesi için iyi bir araçtır aslında. Biz siyasete girdik. O imkanlar elimize geçtiği zaman şunu sağlayabiliriz. Hopaspor zaten bir şeyleri başarabilir. Bunun altyapısını oluşturabilirseniz, fiziksel şartlarını oluşturabilirseniz Hopa zaten bir markadır. Bu markayı rol modeli olarak Türkiye sunmak bir metodolojiyle, bir anlayışla, bir felsefeyle bunu sağlayabiliriz; ama bunu yaparken işte ben şampiyon yapacağım. Ya kimse kimseyi şampiyon yapamaz. Zaten kulüp kendi olur, ekonomik olarak altyapıyı sağlarsanız, fiziksel olarak altyapıyı sağlarsanız zaten olur” şeklinde konuştu.

Sürprize hazırlanan parti: TİP

Sokakta yaptığımız ikili sohbetler sırasında CHP adayının yıllardır aynı kişi olmasından kaynaklı CHP içerisindeki sola yakın duranların ve özellikle genç seçmenin TİP’e yöneleceği en çok konuşulan konu.

Bu anlamda da gerek Türkiye İşçi Partililer gerekse Türkiye İşçi Partisi Artvin 1.sıra adayı Serkan Acar umutlu.

Artvin Ardanuç doğumlu olan Serkan Acar, sinema ve televizyon sektöründe, yapımcılık, yönetmenlik ve senaryo yazarı olarak çalışırken bir yandan da yine mesleği olan psikoterapi alanında faaliyetlerini yürütüyor. Serkan Acar aynı zamanda Hopa’da çekilen ve çokça bilinen Sonbahar filminin yapımcılığını yapmış bir isim.

Seçime verdikleri önem kadar sonrasında da Artvin’de örgütlü olarak mücadeleye devam etmek için hazırlık yaptıklarını belirten Serkan Acar: “Özellikle Türkiye’de bir değişim isteği var şu anda tek adam rejimine karşı büyük bir öfke var, bir kızgınlık var. Hem onu değiştirmek isteyen insanlar var, hem de mevcut Artvin’deki milletvekili seçimleri, milletvekili adayları da aynı zamanda insanlarda bir alternatif arayışı olduğunu gördüm. Bundan dolayı da Artvin’de Türkiye İşçi Partisi’nin insanları şaşırtacak bir sonuç alacağını düşünüyorum” diyor.

“Geleceğe dair belirslilik var”

Normalde Artvin’de yaşamayan Acar’a hem Artvinli hem de seçim çalışması için dışardan gelen biri olarak gördüğü en temel problemleri soruyorum. Yanıtı, “Türkiye’nin tamında olduğu gibi Artvin’de de insanların geleceğe dair belirsizlik var. Bir umutsuzluk var Artvin özelinde de… Aslında genç nüfusun çok az olmasından dolayı aslında bir ekonomik kalkınmaya dair bir plan, proje yok.

İkincisi Artvin bir tür aslında maden sahasına çevirmiş. Artvin topraklarının yüzde 71’i… Doğal yaşam, bitki, insan, hayvan… Bütün bu canlıların aslında kısa zaman içerisinde bundan etkilenmesi demek. Bunun için özellikle Türkiye İşçi Partisi Ekoloji Bürosu’nun yaptığı bir çalışma var. Bu çalışmayı ben gittiğim her yerde anlatıyorum insanlara. Artvin için gerçekten ekolojik bir kalkınma modeli geliştirmek gerekiyor” oluyor.

Tersine göç mümkün

Artvin özelinde dahil kesimin farklı, iç kesimlerim farklı şekilde ele alınması gerektiğine değinen Acar sözlerine “Sahip olduğu hem coğrafi özellikler hem de bitki örtüsüyle asıl korunmaya alınması gereken bir bölge aslında Artvin. Özellikle bu ekolojik kalkınma projesi Artvin’de uygulanabilirse Artvin aslında bugüne kadar vermiş olduğu göçü de durdurabilir ve tersine bir göç de başlatabilir. Çünkü insanların, yani yazın gelip işte köylerinde, yaylalarında kaldığını görüyoruz. Bu insanlar gerçekten bir geçim problemi de olmazsa, bir ekonomik, bir kalkınma projesi de olursa tersine göç yapılabilir ve burada gerçekten yaşam yeniden canlanabilir, güçlenebilir” diyerek devam ediyor.

Çay üreticisi aday

Türkiye İşçi Partisi’nden sonra Emek ve Özgürlük İttifakı’nın diğer bileşeni olan Yeşil Sol Parti’nin adayı Fulden Şahin ile buluşuyoruz.
Kemalpaşalı olan Şahin çay üreticisi ve yaşamını Kemalpaşa’da sürdürüyor. Artvin’den hiç kadın milletvekili çıkmamasından kaynaklı o da dertli ve değişim olması gerektiğini savunuyor.

Fulden Şahin adaylık sürecini şöyle anlatıyor: Hani bazen insan tarlada yalnız kaldığı zaman şeyi düşünüyor. Yapılan haksızlıkları, hukuksuzlukları filan… Bazen dişlerimi sıkardım bazen yumruğumu sıkardım. Niye dedim kürsülere, meclislere taşıma şansın varken bunu değerlendirmeyeyim? Doğrusu o yüzden de tekliflerini kabul ettim. Ben de bu sürecin içinde olduğum için çok mutluyum yani. Böyle bir kürsü bana tahsis edildiği için…

Artvin’de zorluk yaşıyoruz

HDP’nin kapatma davası sürecinde Yeşil Sol adıyla yola devam eden partinin çalışmalarında sorunlarla karşılaşıyorlar mı diye sorduğum da Şahin: “Türkiye genelinde zor olduğu gibi bizim Artvin’de de biliyorsunuz bazı ilçelere filan gitme şansımız olmuyor bazen… HDP’ye karşı yapılan söylemler insanların bakış açılarını etkiliyor. Biz tabii yine de gidebildiğimiz her yere gidip çalışmamızı yapmaya çalışıyoruz.” diye cevaplıyor.

Şahin adaylığını, “Çok farklı partilerde, bu işlerle daha çok haşır neşir olan kadınlar mesela kadın kollarında çalışan insanlar, gençlik kollarında çalışan insanlar kendi partilerine böyle bir adaylık süreçlerinde kendilerine önayak olunmadıkları için benim Yeşil Sol Parti’de aday olmam onlar için güzel bir şey oldu. Algı oluşturdu onlarda, demek ki olabilirmiş diye. Her alanda kadın eşitliği bizim için ön planda olduğunuzu söylerdik. Buna insanlar ne kadar inanırlardı bilmiyorum ama benim adaylığımla birlikte bu tamamen onaylandı diyebilirim kadınlar açısından.Diğer kadın arkadaşlarım da bu konuda çalışmalarını yürütüyorlar. Onlara da başarılar dilerim” sözleri ile anlatıyor.

“İnsanın kalbi yüzüne yansır”

Fulden Şahin de Artvin’in maden ve HES’lerle olan kıyımına karşı mücadele edeceklerini belirtirken kendisine son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dini, bayrağı, ezanı olmayanlar Bay Kemal’i destekliyor” açıklamasını sordum. Şahin “Terörist de değilim, dinim de var, inancım da var, mücadele ruhum da var. Yani insanın kalbi diline yansır diyorum. Onu kendi inisiyatifine bırakıyorum. Biz çocukluğumuzdan beri, söylemek gerekir mi bilmiyorum ama yani, benim amcam imamdı. Bize dediği ilk şey Allah’tan başka kimseye el açmayın derdi. Ama şimdi ülkenin haline bakıyorsun. Çocuğunu okutuyorsun ve işe yerleştirmek için birilerine el açıyorsun. İnsanlar yoksulluktan bir çuval kömür için aynı şekilde el açmak zorunda bırakılıyor… Bence oturup bu sözlerini kendi değerlendirmesi lazım. Ya aslında çok şey var. Çok şey söylenmeli ama 14 Mayıs bizim için şudur: Ya tamamen karanlığa gömüleceğiz ya da tamamen aydınlığa çıkacağız.” yanıtını verdi.

CHP’nin umudu 2-0

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Artvin ikinci sıra adayı, özellikle ekoloji alanında çok tanınan ve Artvin’in başta maden karşıtı sürecinden, birçok çevre alanına kadar çalışmalar yapmış bir isim, orman mühendisi olan Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu.

Oğuz Kurdoğlu aynı zamanda yeşil dönüşüm ve doğal kaynak yönetimi alanında uzmanlığı olan ve genel politik söylemini de bunun üzerine kuran bir isim.

Özellikle Kurdoğlu’nun memleketi Arhavi’de CHP’nin 2-0 için yüklendiği yaygın bir görüş.

Tam da bu konuşmaların olduğu köy çalışmalarında Oğuz Kurdoğlu hocayla buluşuyoruz. Köye üzerinde Lazca “ma Kemal mobulu” yani “ben Kemal geliyorum” yazan minibüsle gelmişler.

“Size kendi alanınızdan sormayacağım, yoksa bu sohbet bitmez hocam” diye şakalaşıyorum. Benim de ekoloji alanında çok şey öğrendiğim bir isim Oğuz Kurdoğlu, bu yüzden o alanda yaptığı çalışmaların takdire değer olduğunu belirtmek de fayda var.

Kendisine tek soru soruyorum: CHP Artvin’de 2-0 yapar mı?

Kurdoğlu umutlu, ancak önceliklerinin Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapmak olduğunu söyleyerek başlıyor cümlelerine: ” ve  “Şimdiye kadar hep 1-1 gitti ama genel konjonktür artık CHP’den ve özellikle Millet İttifakı’ndan yana. Dolayısıyla artık 1-1 pek akla getirilmiyor diyebilirim. Özellikle sahayı gezdiğimiz zaman insanların son derece yoğun bir serzenişine tanık oluyoruz mevcut iktidara karşı ve bir umut da var tabii. Ekonomik buhranın, siyasal ve sosyal iklimin insanları artık rahatsız edici boyutlara ulaştığını ya da öyle bir ortam olduğunu söyleyebiliriz. Şimdi de bunu değiştirecek olan o gücü, o bilgisi, o deneyimi ve o liyakatı olan bir kadro iktidara geliyor. Bu çok net” diye devam ediyor.

En doğudan ışık yükselecek

“Oran hakkında belki çok fazla bir şey söylemek mümkün değil ama mesela Cumhurbaşkanlığı seçiminde altı ila sekiz puanlık bir fark görüyorum şu an. 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu lehine. Fakat hükümet kurulmasında da ya da işte meclis aritmetiğinde de galiba şu an kamuoyunda konuşulanın da çok daha ötesinde olumlu bir fotoğraf ortaya çıkacak 15 Mayıs sabahı. Belki de en doğudan ışık yükselecek ve 2-0 olacak. 10 gün önce bunu söyleyemez durumdaydım ama sahayı gezdikçe durumun bizim lehimize çok olumlu olduğunu söyleyebilirim açıkçası.”

2011 genel seçimlerinden bu yana CHP’nin Artvin Milletvekili ve aynı zamanda partinin Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı olan Uğur Bayraktutan ile Hopa Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi ziyaretinde görüşüyoruz.

Bayraktutan’ın programı yoğun. Kendisinin aktardığı bilgiye göre seçim çalışmaları kapsamında şu ana kadar 50’den fazla köy gezmiş durumda. Görüştüğümüz bazı partililer “sanki ilk defa aday gibi çalışıyor” yakıştırmasıyla yorumluyor durumu.

Uğur Bayraktutan Artvin seçim çalışmaları özelinde ilk defa röportaj vereceğini söyleyerek giriş yapıyor. Çay taban fiyatından başlıyoruz konuşmaya. Açıklanan fiyatın çay üreticisinde büyük bir hayal kırıklığı yarattığını, üreticinin talebinin asgari olarak 15-16 TL civarında olduğunu ve konuyla alakalı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerekli açıklamayı yapacağını belirtiyor ve “çay üreticisinin beklemiş olduğu fiyatın Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız ve 13. Cumhurbaşkanımız tarafından da ilan edilmesi gayet doğal bir olay olacaktır. Bu anlamda fiyatın ne kadar olacağını benim açıklamam doğru olmaz” diye ekliyor.

“2011’den bu yana kalan 6 kişiden biriyim”

2019 yerel seçimlerinde 9 ilçenin 7’si CHP tarafından kazanılmış, bu tablo önemli başarı olarak yerini korurken röportajlarımız sırasında sokaktaki ikili sohbetlerde duyduğumuz, kendisinin yeniden aday olmasıyla alakalı tepki veya partiye küskünlük var mı diye soruyorum: “ Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin çok güçlü bir milletvekiliyim. Partinin YDK Başkanıyım. 2011’de milletvekili olduğumuzda 135 milletvekili vardı. 6 kişi kaldık. İsimleri sayayım. Özgür Özel, CHP Grup Başkan Vekili, biri Veli Ağbaba, CHP Genel Başkan Yardımcısı, Biri Bülent Tezcan CHP Genel Başkan Yardımcısı, biri Mahmut Tanal, parlamentonun en çalışkan milletvekilidir ve biri de ben.. Düşünebiliyor musunuz? Yani CHP’nin kurmay takımı kaldık.

Tabii o görüşlere saygı duyacağız. Onlara diyeceğim yok. O görüşleri tolere etmenin veya onları anlatmanın en güzel yolu şudur. Hizmet ederek anlatacaksınız. Millet İttifakı ve CHP iktidar oluyor… İnşallah uzun yıllar sonra, ben Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet İttifakı’na olmadık bir koltuk getireceğiz. Hep beraber göreceğiz” diyor.

Çok güçlü bir yerde duracağım

Daha önce seçim çalışmaları sırasında da kurduğunu bildiğim bu cümleyi sormak istiyorum: Nedir bu koltuk? Sonuç olarak vekil olunduğu için bakan olunamıyor. Hangi makamda görecek insanlar Uğur Bayraktutan’ı? Meclis Başkanlığı mı?

Şöyle cevap veriyor Bayraktutan: Ben şimdi bu kadar söyleyeyim. Bunu çünkü hiç açıklamadım. Sadece izleyin diyorum. Ama ben çok güçlü bir yerde olacağım. O kadar söyleyeyim. Yani onu hep beraber göreceğiz. Yani ben güçlü olursam şahsımla alakalı değil, Artvin güçlü olacak. Çünkü buradaki amaç şu, Millet İttifakı iktidar olduğu zaman bizim güçlü olmamız gerekiyor… O zaman da biz Artvin’e hizmeti getireceğiz. Gezilerimizde hala biz köylerin yollarının yapılmadığını, sularının gelmediğini, yollarının parke taşı olmadığını, hatta çok özür diliyorum çöplerinin İl Özel İdaresi tarafından alınmadığını gördük. Özellikle Köylerde büyük sıkıntılar olduğunu gördük. Yirmi birinci yüzyılda Türkiye bunları yaşamamalıdır diye düşünüyoruz

Artvin’de Kılıçdaroğlu yüzde 65’in üstünde

Cumhurbaşkanlığı yarışında Artvin’deki durum hakkında ise “Millet İttifakı’nın iktidarını müjdeleyen bir rüzgar var. O anlamda görüyorum ki bu seçimde Sayın Genel Başkanımız, 13. Cumhurbaşkanımıza destek en büyük olduğu illerden birisi olacak Artvin. Bunu hep beraber yaşayarak göreceğiz. Ben yüzde 65’in üzerinde bir destek bekliyorum. Ayrıca da milletvekilliğinde de birinci parti olduğumuz konusunda hiçbir tereddüt yok.Hep beraber göreceğiz. Oğuz Hocamızın da yoğun desteği ve katkısıyla… Her partinin 2-0 yapmayı istemesi doğaldır. Ama bunun gerçekleşmesi için yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Sahadaki tempo, sahadan bize gelen geri dönüşler bu konuda bize büyük umut veriyor. İnşallah uzun yıllar sonra Artvin bu konudaki rüştünü ispat edecektir diye diyorum. Ama açık ara birinciyiz. Bunu hep beraber göreceğiz o gün” ifadelerini kullandı.

Maden değil turizm ve eğitim kenti

İktidar olmaları durumunda Artvin hakkındaki projelerine değinen Bayraktutan “Artvin’i esas kurucu ayarlarına döndürmek isterim. Kendi hayalim bu.. İnşallah iktidar olduğumuz zaman hemen bir Artvin Çalıştayı yapacağım. İlk hayalim o..Kamu yöneticileriyle, Artvin’i yöneten, her türlü siyasi düşünceden insanların gelip konuşacağı, bizim önceliğimiz nedir? Ne yapmamız lazım Artvin’de? Ben Artvin’in bir maden kenti olmaktan çıkartıp Artvin’e bir turizm kenti konseptini koymak isterim. Bir başka şey de eğitim kenti. Şu anda Artvin eğitim kenti. Yıllar önce denirdi ki Türkiye’de en yüksek okuma yazma oranının olduğu il Artvin’de. Ama bugün görüyoruz ki çocuklarımız ne yazık ki iyi üniversiteleri kazanamıyor. Artvin’de üniversitemiz var. Türkiye’de bilimsel araştırmanın ön planda olmuş olduğu bir üniversite konseptinde değil. Bazı bölümlerimiz hiç tercih görmüyor. Bunlar var elimizde. Rakamlar var. Bazı bölümlerimizde yeterli sayıda öğrenci başvurusu yapılmıyor. Demek ki bir cazibe merkezi değil. Bir bilim yuvası kimliğinden uzaklaşmış bir üniversite kimliğiyle karşı karşıyayız. Ben Artvin’i bir eğitim kenti yapmak, bir turizm kenti yapmak istiyorum”ifadelerini kullandı.

Doğa ve yaşam savunucusu.