Genç aktivistlerin gözünden iklim krizi
Dünyanın en genç iklim aktivistlerinden Greta Thunberg, Mercy for Animals için geçtiğimiz hafta yeni bir video yayınladı. Videoda iklim, ekonomik krizlerin ve salgınların birbirleriyle bağlantısından bahsederek insanlığın doğayla ilişkisini düzeltmemesi halinde olacaklar için Thunberg sert konuştu ve ‘we are f*cked’ ifadesini kullandı.
Dünya Greta Thunberg’i, iklim krizine dikkat çekmek amacıyla, 20 Ağustos 2018’de başlattığı ‘iklim için okul grevleri’ ile tanıdı. Türkiye’den iki genç Duru Barbak (17) ve Alara Civelek (17) de Thunberg’in izinden gidiyor. Fridays for Future/Gelecek için Cumalar isimli dünya genelindeki gençlik hareketinin iki üyesi olan Barbak ve Civelek, seslerini https://fridaysforfuture.org isimli internet sitesinden duyuruyor.
Duru Barbak ve Alara Civelek Fridays for Future’ı, iklim krizini ve Z kuşağına yönelik eleştirileri bianet’e değerlendirdi.
Bu gidişle Dünya yaşanılmaz bir yer olacak
Duru ve Alara, Fridays for Future/Gelecek için Cumalar’ın her ne kadar dünya çapında bilinir ve kabul edilir olsa da detayları konusunda eksiklikler olduğunu hatırlatıyor. 11. sınıfta eğitimlerine devam eden genç aktivistler hareketlerinin temelindeki üç amacı hatırlatıyor: Küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelere kıyasla 1,5 ° C’nin altında tutmak, iklimsel adaleti ve eşitliği sağlamak ve iklim krizi ile ilgili bilim insanlarının dinlenmesi.
Duru ve Alara, Greta Thunberg’in son videosunda yeniden hatırlattığı, burun buruna olduğumuz iklim krizinin, ekolojik ve sağlık krizlerinden ayrı düşünülmemesi gerektiğini savunuyor. Dilara durumu şu sözlerle anlatıyor:
“Yaşadığımız pandemi de sorunlu olan doğa ile ilişkimizin bir sonucu, bu ilişkinin böyle sürmesi durumunda daha kötüleri ile karşılaşacağız. İnsanların doğanın efendisi gibi davranması üzerine kurulan bu ilişkinin değişmemesi halinde ileri yaşlarda biz ve bizden sonra gelenler için dünya yaşanılmaz bir yer olacak. Aslında yapmaya çalıştığımız, tam da bu; yani yürüttükleri politikalarla bize böyle bir dünya bırakacaklarını düşündüğümüz büyüklerimizi ikaz etmek.”
Dünya ülkelerinin iklim değişikliğine yönelik hareket tarzlarını belirleyecek olan Paris Anlaşması’na ilişkin Duru şöyle düşünüyor:
“Trump döneminde Paris Anlaşması’ndan ayrılan Amerika Birleşik Devletleri’nin Biden ile birlikte Anlaşma’ya geri dönmesinin memnuniyet verici ancak tüm ülkelerin Anlaşmayı imzalaması kadar yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekiyor. Mevcut karbon salınımı düşük olduğundan aslında Türkiye’nin de Paris anlaşmasını kabul etmesinin önünde bir engel yok. Diğer taraftan iklim krizinin sadece Paris Anlaşmasının kabul edilmesi ile çözülmeyecek elbette. Bunun bütüncül bir anlayış değişikliğine ihtiyaç var.”
İklim değişikliği ve eğitim sistemi
“Öncelikli amaçlarının iklim krizine ilişkin farkındalığın dünya sıralamasında sonlarda olan Türkiye’de daha fazla farkındalık yaratmak” olduğunu ifade eden Alara, farkındalığın okul sıralarında başlaması gerektiğini, en başta ancak geleneksel metodlarla yürütülen eğitim sisteminin yetersiz olduğunu ifade ederken sisteme yönelik şu eleştirilerde bulunuyor:
“Sosyal medya ve internetin bulunduğu bir dünyaya gelen bireyler olarak, sistem gereksinimlerimizi karşılamaktan uzak. Hayattaki tüm sorunların çözümü için gerekli olan takım çalışması, çözüm odaklı yaklaşımlar ve projelendirme gibi yöntemler ile dünyanın şu anda yüz yüze olduğu krizler bize öğretilmiyor. Son zamanlarda İklim değişikliğine ilişkin konuların Milli Eğitim müfredatına dahil edileceği işitttik. Bu memnuniyet verici ancak yeterli değil. Bizim de söyleyeceklerimiz var masada olmak istiyoruz.”
Bu arada söz, zaman zaman sosyal medyada başlayıp TBMM gündemine dahi taşınan Z Kuşağı ile ilgili tartışmalara geliyor. Duru, kendilerine geleneksel değer yargıları üzerinden yapılan eleştirilerin haksızlığını tartışırken dünyanın artık büyüklerinin kendi yaşlarında olduğu dönem olmadığına işaret ediyor:
“Biz bilgiye kolay erişimin yanında bilgiyi geleceğimiz için değerlendirmenin ve deneyim kazanmanın gücüne inanıyoruz. Kaldı ki ilerde yüz yüze karşılaşacağımız zorlukları, dünyadaki akranlarımız ile kolaylıkla karşılaştırma imkanı buluyoruz. Ortaya konulan çözümlerle oluşturduğumuz yeni değer yargılarımız var. Öyle ki bu değer yargılarımızla kendi ailelerimizin ve yakın çevremizin görüşlerini değiştirebiliyoruz. Bence sadece bunun için bile muhattap alınmamız gerekiyor.”
Türkiye, Fridays for Future’da ne kadar aktif?
Pandemiden önce Cuma günleri okullara gitmeyerek grev yapan öğrencilerin düzenlediği küresel eylemlerin Türkiye’deki ayağı, 20 Eylül 2019’da 3000 kişinin katılımıyla Kadıköy’de düzenlendi. Organizasyon, Kadıköy İskele Meydanı’ndan başlayan bir yürüyüş ve basın açıklamasının ardından Yoğurtçu Parkında düzenlenen etkinlikliklerle devam etti. Müzisyenlerin de konserler vererek eşlik ettiği etkinlikte iklim festivali ve çeşitli atölyeler yapılmış.
Bir diğer önemli etkinlik ise 29 Kasım 2019’da “tüketme, takası destekle” sloganı ile düzenlenen Takas Şenliği. Hem “Black Friday” hem de “4’üncü Küresel İklim Grevi” günü dolayısıyla Kadıköy Tasarım Atölyesi’nde bir araya gelen aktivistler, etkinliklikte kullanmadıkları kişisel eşyalarını birbirleriyle takas ederek bilinçli ve sürdürülebilir tüketim konusunda ilham verdi. Son olarak pandeminin etkisiyle, çevrimiçi olarak 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’na özel olarak hareketin üyelerinin performanslarını sergilediği canlı bir konser de düzenlendi.
Farkındalık için yürüyüş planı
Ancak Türkiye’de iklim değişikliği sorunu öncelikli gündem maddelerinden değil. Kritik bir eşikte olan krizin neden ülke gündeminde üst sıralarda yer alamadığına ilişkin soruyu Alara şu ifadelerle cevaplıyor:
“Şu anda kadın cinayetleri, hayvan hakları, toplumsal cinsiyet meseleleri gibi konuların bile gerektiği gibi tartışalamadığı bir ortam var. Diğer taraftan, gündem o kadar yoğun ki konu iklim sorununa gelemiyor bir türlü. Ülke gündeminde olmayan iklim sorununu konuştuğumuz için ve zaman zaman da okuduğumuz okullar nedeniyle sorunun elitist bir sorun gibi görülmesinden de rahatsızlık duyuyoruz. Çünkü, sorunlar birbiriyle bağlantılı. Örneğin içinde bulunduğumuz sağlık krizi başka sorunları tetikliyor. Aynı havayı soluduğumuz, küçük büyük verilen tüm zararların doğa ile ilişkilerimizi bozduğu bir ortamda sorun sadece bir kesimin sorunu olmuyor. Bunun duyarlı bir kesimce ifade edilmesi sorunun küçümsenmesine yol açmamalı. Kaldı ki Türkiye’nin hemen her yerinden ve her kesimden arkadaşımız var ve karşı karşıya olduğumuz iklim değişikliği ve ekolojik krizlerle ilgili aynı kaygıları taşıyoruz.”
Genç aktivistler, yakın gelecekteki ve pandemiden sonraki planları kapsamında, ilk olarak, iklim değişikliği konusunun eğitim müfredatlarına eklenmesi ve bu konuda kendi görüşlerinin de alınması ile ilgili change.org üzerinden bir kampanyayı hayata geçirmek istiyorlar. Pandemiden sonrasında da küresel iklim krizi grevleri kapsamında farkındalık oluşturmak amacıyla en az 1000 kişinin katılacağı bir yürüyüş düzenlemeyi planlıyorlar.
Greta Thunberg Mercy for Animals videosuna buradan bakabilirsiniz.
* Fridays For Future/Gelecek için Cumalar Hareketi’nin Türkiye’deki faaliyetleri, Twiter (@FridaysTurkey), Facebook (@fffturkey), Instagram (fridayforfuture_tr) ve Yotube üzerinden yürütülüyor ve üye sayıları doğa ile ilişkilerin sorunlu olduğunu düşünen gençlerin katılımıyla her geçen gün artıyor.