MENÜ
ANA SAYFA
Pencereyi Kapat
"Devlet sırrı" diye gizlenen bir raporun hikayesi - Atölye BİA
16 Aralık 2020

“Devlet sırrı” diye gizlenen bir raporun hikayesi

Okuma Süresi: 3 dk
Muğla’nın SİT alanlarını tahrip edecek süreç ‘devlet sırrı’ diye gizlenen bir raporla ortaya çıktı. Raporun adı, “Muğla Dört Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Rapor". Hem bu raporun ortaya çıkması hem de ona karşı başlayan mücadelenin hikayesini okuyacaksınız.

Muğla’nın çeşitli ilçelerinden bir grup aktivist, Mimarlar Odası Muğla Şubesi tarafından 5 Kasım 2016’da Oktay Ekinci Anısına düzenlenen panelde buluşur.

4 yıl önceki panelde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 22 bölge için ihaleye çıktığını, 22 bölgenin bulunduğu illerin belediyelerinden de görüş alınmaya başlandığını ve bu bölgelerin arasında Muğla’nın da olduğunu, Muğla Büyükşehir Belediyesi İmar ve Bayındırlık Komisyonu’nun değerlendirme raporundan öğrenirler. Değerlendirme raporuna “Dört Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Raporu” ismi verilmiştir.

Ancak görüş istenen şey bir rapor değil, 31 adet paftadır.

"Devlet sırrı" diye gizlenen bir raporun hikayesi - Atölye BİA

Dört yıl önce, çevre gönüllüleri ve sivil toplum kuruluşları böyle bir rapor hazırlandığını kamuoyuna ilan ederek çalışmalara başlarlar. 75 kişilik bir katılımla, 4 Aralık 2016’da Akyaka’da Muğla Çevre Platformu’nu (MUÇEP) kurmaya ve projeye bu hali ile karşı çıkılmaya karar verilir. Ardından tüm ilçelerde kurulan meclisler aracılığıyla MUÇEP yaygınlaşır.

“Devletin de yatak odası sırları var”

Hikayenin devamını MUÇEP’in ilk eşsözcülerinden Rezzan Şebin anlatıyor:

“Ankara’ya Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü’ne, Orman Bakanlığı’na gittik, görüşmeler yaptık. ‘Dört Mevsim Ekolojik Temelli Bilimsel Raporu’ görmek istiyorduk. Bodrum’a davet ettik. Halka açık yapılan tanıtım toplantısında değiştirdikleri doğal SİT derecelerini anlattılar. Yine sorduk, ‘Bilimsel rapora dayanarak değiştirdiğinizi söylediğiniz bu raporu neden göremiyoruz?’ Cevap çok ilginçti: ‘Devletin de yatak odası sırları vardır’.”

Şebin konuyu kamuoyuna duyurmaya yönelik imza ve dilekçe kampanyasının yanında, eylemler de düzenlediklerini söylüyor. Akbük’te 2 bin kişinin katılımı ile insan zinciri oluşturulmuş; Gökova’ya denizden gidilmiş; Okluk Koyu’na, İngiliz Limanı’na girmek istemişler ama Sahil Güvenlik müsaade etmemiş. Raporu elde edemeyince bu sefer bilim komisyonları kurulup, haritalar üzerinden yapılacak değişikliklerin ne getirip ne götüreceği anlaşılmaya çalışılmış.

"Devlet sırrı" diye gizlenen bir raporun hikayesi - Atölye BİA

Bu komisyonlarda görev alan mimar Faruk Şahin, olaya nasıl yaklaştıklarını şöyle anlatıyor:

“Önümüze gelen paftaların mekânsal karşılıklarını incelemeye başladığımızda, önerilen değişikliklerin bilimsel bir yaklaşımın ürünü olamayacağını, birbiriyle tamamen aynı nitelikte komşu alanlara farklı kategoriler önerildiğini; mevcut literatür çerçevesinde korunma zorunluluğu herkes tarafından bilinen alanların SİT derecelerinin düşürüldüğünü gördük.

“MUÇEP üyelerinden oluşan bir çalışma grubu kurduk. Bu çalışma grubu tüm değişiklik önerilerinin eski durumunu, mülkiyet dokusunu, orman ve tarım alanlarını vb. çakıştırarak her bölge için ayrıntılı bir rapor hazırladı ve MUÇEP Marmaris Toplantısı’nda geniş izleyici kitlesine sundu.”

“Özel şirketlere hazırlatılmış”

MUÇEP’li avukat Bora Sarıca da Bakanlığın hazırlattığı raporun daha baştan sorunlu olduğunu şu sözlerle dile getiriyor:

"Devlet sırrı" diye gizlenen bir raporun hikayesi - Atölye BİA

“Projenin yapımı özel bir şirkete ihale edilmiş. Böyle hazırlanan rapor, içerdiği bilimsel bilginin tarafsızlığı konusunda derin bir şüphe oluşturacağı gibi plan değişikliklerine esas alınması hukuken mümkün değildir. Bu raporun, kapalı kapılar arkasında hazırlanan, akademik bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışmalı bir rapor halinden çıkartılarak ulusal ve uluslararası mevzuata uygun yeniden hazırlanması demokratik toplum gereğidir.”

“Hedef mücadeleyi Türkiye’ye yaymak”

Peki bu tehlikeli ve hızla ilerleyen SİT tahribatına karşı ne yapılmalı?

MUÇEP eşsözcülerinden Umay Karabaş’a göre Muğla’da güçlü bir kampanya yürütseler de esas sorun tüm ülkenin genelinde. Çünkü 22 bölge hedeflenmiş. “Belirlenmiş her bölge için aynı eksikler ve yanlışlar olduğuna eminiz diyebiliriz. Dolayısıyla ilkesel, yöntemsel ve bilimsel olarak bu raporlara her bölgeden itiraz etmeli, doğal alanların maruz kaldığı bir tehdidi yine beraber bertaraf etmeliyiz” diyor Karabaş. Ve MUÇEP’in hedefi de mücadeleyi Türkiye’ye yaymak

Bakanlığın ihalesini yaptığı 22 bölge

1) Antalya, Burdur, Isparta İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

2) İstanbul İli Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

3) Balıkesir İli Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

4) Bursa, Yalova İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

5) İzmir, Manisa İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

6) Çanakkale İli Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

7) Ankara, Çankırı, Kırıkkale, Kastamonu, Çorum, Bolu, Karabük, Zonguldak, Bartın İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

8) Tuz Gölü ÖÇKB Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

9) Kocaeli, Sakarya, Düzce İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

10) Edirne, Tekirdağ, Kırklareli İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

11) Denizli, Aydın İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

12) Eskişehir, Bilecik, Afyon, Kütahya, Uşak İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

13) Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

14) Konya, Karaman İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

15) Adana, Hatay, Mersin, Kahramanmaraş, Osmaniye, Gaziantep, Kilis İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

16) Kayseri, Sivas, Malatya, Yozgat İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

17) Trabzon, Artvin, Gümüşhane, Giresun, Rize İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

18) Samsun, Sinop, Amasya, Ordu, Tokat İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

19) Erzurum, Ardahan, Bayburt, Bingöl, Iğdır, Kars, Tunceli, Ağrı, Erzurum İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

20) Van, Bitlis, Hakkari, Muş, Siirt, Şırnak İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

21) Muğla İli Doğal Sit Alanlarının Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi

22) Şanlıurfa, Adıyaman, Diyarbakır, Batman, Elazığ, Mardin İlleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Projesi (Güvenlik gerekçesiyle iptal edilmişti ancak 2020’de yenileniyor haberleri tekrar çıktı.)

Kaynak: Orman ve Tarım Bakanlığı 2019 Verileri

ODTÜ Jeoloji Mühendisliği’ni bitirdikten sonra İstanbul’da Demiryolları Limanlar ve Havameydanları İnşaatları Bölge Müdürlüğünde (DLH) çalıştı. Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ’den master ve doktara dersleri aldı ama teze dönüştürmedi. Emekli olduktan sonra yeşili betona dönüşmüş bir mega kent haline gelmiş olan Antalya’ya dönmek istemedi. O habitatın özlemiyle, yasemin çiçeklerini, narenciye bahçelerini henüz kaybetmemiş bir Güney Ege kasabası olan Datça’ya yerleşti. 15 yıldır Datça’da yaşıyor. Datça’nın doğası ve yerel özellikleri ile özgün bir yerleşim yeri olarak kalabilmesi için Datça Çevre ve Turizm Derneğinde (DAÇEV) ve kuruluşundan itibaren Muğla Çevre Platformunda (MUÇEP) gönüllü olarak çalışıyor. Aslen Antalyalı. Atölye BİA 16-30 Kasım 2020 “Temel Gazetecilik Atölyesi” katılımcısı.