Dersim’deki RES’in ÇED toplantısına halk izin vermedi
Mina Marble Mermer Maden Ticaret A.Ş. tarafından Dersim’in Pülümür ilçesi sınırlarında yer alan Dağyolu, Közlüce, Hacılı, Göcenek ve Süleymanuşağı köyleri mevkiinde “Paşa Depolamalı Rüzgar Enerji Santrali (DRES) Projesi”nin uygulamaya geçilmesi planlanıyor.
Söz konusu RES projesi, 10 köyü ve köylerdeki canlı yaşamını olumsuz yönde etkileyecek. Proje kapsamındaki bölgede nesli tükenme tehdidi altında olan canlı türleri bulunuyor.
Şirketin, projeyle ilgili düzenlemek istediği Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı, bu nedenlerden dolayı Kent Koruma Kurulu ve bölge halkı tarafından engellendi.
“İptalini talep ediyoruz”
Projeyi ve ÇED dosyasını bianet’e değerlendiren Avukat Barış Yıldırım, şöyle dedi:
“Burada temel geçim kaynağı arıcılık ve genel olarak hayvancılık. Projenin gerçekleştirilmesi halinde maalesef bu faaliyetlerin tümü yok olacak. İlimizin çevre düzeni planı 2012 yılında onaylanarak yürürlüğe girdi. O plan hükümlerine göre, projenin yürütmek istenildiği saha ormanlık alan ve mera. Yani doğal karakteri, korunacak alan tarım vasfında.
“Bu haliyle söz konusu proje çevre düzeni planına aykırı. Uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve mevzuat gereğince ÇED sürecinin derhal sonlandırılmasını ve projenin iptal edilmesini talep ediyoruz.”
“İnsansızlaştırma”
Pülümür Belediyesi Cemal Süreya Kültür ve Bellek Evi Konferans Salonu ve Konferans Salonu önünde okunan basın açıklaması ise özetle şöyle:
“Sürekli maden projeleri ve doğa katliamlarıyla gündemde olan Dersim’de yeni maden projeleri devreye sokularak bölgedeki insansızlaştırma devam ediyor. Bölge halkı, uzun zamandır Dersim’in tamamında devreye sokulmak istenen maden arama şirketlerine ve maden arama çalışmalarına karşı sürekli mücadele etmekte.
“135 sayfalık ÇED başvurusu dosyasında Pülümür’le özdeşleşen ve temel geçim kaynaklarından biri olan ‘arıcılık’ ve ‘balcılık’ kelimeleri hiçbir yerde geçmiyor. Arıcılığın nasıl etkileneceğine dair tek bir kelime dahi yok. Arılar tarımsal sürdürebilirlik açısından oldukça önemli canlılar. Tozlaşmayı sağlamaya yardımcı olduklarından global tarımın devamı büyük ölçüde arı popülasyonuna bağlıdır.
“Kanatlı canlıların ölümü”
“Arıcılık ve hayvancılığın temel geçim kaynağı olduğu ve yüzlerce korunması gereken endemik bitki ve yabani hayvana ev sahipliği yapan bu bölgede, söz konusu projenin yapılması hem yaşamsal hem de çevresel olarak telafisi imkânsız zararlara sebebiyet verecektir. Bunun kabulü mümkün değildir.
“Rüzgar enerjisi dönüşüm sistemleri dendiğinde akla gelebilecek çevresel ilk olumsuz etki gürültü kirliliğidir. Tribünlerin bir diğer çevresel etkisi ise doğal yaşama verdiği olumsuzluklar. Kanatlı pek çok canlının ölümüne yol açabilen bu sistemlerin kuş göç yolları üzerine kurulması daha yıkıcı sonuçlara neden olmaktadır. Bölgenin nesli tükenmekte olan yabani hayvan türlerine ev sahipliği yaptığı ve bunların koruma zorunluluğu bulunmasına rağmen bu türler de tespit edilmemiştir.
“Bu projeye karşı durmak Anayasamızın bizlere yüklediği bir vatandaşlık görevidir. Söz konusu proje hakkında ilçemizde yaşayan hiçbir yurttaşımızın olumlu görüşü bulunmamaktadır.”