Çanakkale’de uzman hekim kadroları aylardır doldurulamıyor
Çanakkale il merkezinde yaşayan yaklaşık 200 bin kişiye hizmet eden Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi nöroloji, kardiyoloji ve kadın doğum branşlarında doktorların istifa etmesi sonucu hekim açıkları oluştu, hastalar randevu almakta zorluk yaşıyor.
Pandemi sonrası istifa yasağının kalkmasıyla gelen istifalar sonrası oluşan hekim açığı, ilçe hastanelerindeki uzman hekimlerin burada görevlendirilmesiyle kapatılmaya çalışılıyor.
“Hekimler yılgın, küskün ve tükenmiş haldeler”
bianet’e açıklama yapan isminin verilmesini istemeyen hastane çalışanları şu bilgileri paylaştı:
“Defalarca İl Sağlık Müdürlüğü aracılığıyla Sağlık Bakanlığı’na iletilen ihtiyaç, bir türlü giderilmedi. Atama zamanlarında Çanakkale atama listelerine alınmıyor, kadro açılmıyor, buna gerekçe olarak da tüm Türkiye’de ciddi hekim açığı olduğu söyleniyor. Mevcut kadronun yarısıyla kliniklerin devamlılığını sağlamaya çalışan hekimler yılgın, küskün ve tükenmiş haldeler.
“Üç yıl önce Erzurum Mareşal Çakmak Devlet Hastanesi’nde nöroloji uzmanı sayısı eksildiğinde Çanakkale’den ocak ve şubat aylarında birer doktor destek için geçici bir süre ile Erzurum’da görevlendirilmişti. Erzurum’daki krize bu kadar çabuk müdahale eden Sağlık Bakanlığı, Çanakkale için neden harekete geçmiyor? Çanakkale seçmeni ile Erzurum seçmeni arasında ayrım mı gözetiliyor, merak ediyoruz.”
“Bir kriz süreci yaşıyoruz”
Çanakkale Tabip Odası Başkanı Ayşe Güneş, konuyla ilgili bianet’e yaptığı açıklamada hekimlerin üzerine binen iş yüküne dikkat çekerek şunları söyledi:
“Ülkemizdeki yanlış sağlık politikaları, yetersiz ve günübirlik çözümler nedeniyle sağlık sistemimizde bir kriz süreci yaşıyoruz. Hekimlerin, sağlık çalışanlarının tükendiği, iş yükünün artmasına rağmen emeğinin maddi ve manevi olarak değersizleştiği, eş zamanlı hastaların ise sanal kuyrukta muayene sırası bulamadığı, günlerce telefon başında ne zaman muayene olabileceği belirsizliğinin yarattığı kaygı ile çaresiz kaldığı yadsınamaz bir gerçek.
“Ülkemizde hekim açığının olduğu OECD verileri ile doğrulandı. Güncel verilere göre Türkiye 1000 hasta başına ortalama 1,9 hekim ile maalesef son sıralarda. Hâl böyleyken herkes için elimizdeki sınırlı kaynakları nüfusa ve hekime göre planlamak, oluşabilecek sorunlar için öngörülü davranmak, nitelikli çözümler üretmek yerine tüm yükü çalışanların sırtına yüklemenin çok acı sonuçları olacaktır.
“Branşlar iş yükü nedeniyle can çekişiyor”
“Çanakkale ili ülkemizde TÜİK verilerine göre yaşlı nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu (Yüzde 14′ ün üzerinde) iller arasında yer alıyor. Yaşlılık ve kronik hastalıkların varlığı ve sayısı doğru orantılı artıyor. Bu nedenle ilimizde kronik hastalıkların yönetimi çok önemli. En can alıcı branşlar olan ve yükün altında olan nöroloji, kardiyoloji gibi bel kemiği branşların hekim azlığı ve iş yükü nedeniyle can çekişmekte olduğunu söyleyebiliriz. Yalnızca bu branşlar değil kadın doğum ve çocuk bölümlerinde de yetersiz kadro sorunu olduğunu söyleyebiliriz.”
Güneş, “iş yükü”nü şöyle açıklıyor:
“Peki nedir bu iş yükü? Örneğin poliklinik hizmetleri, serviste yatan hasta takibi, diğer branşlardan gelen konsültasyonlar, danışılan acil hastalar, heyet raporları ve diğer raporlar, icaplar, nöbetler, çevre il veya ilçelere, kurumlara yapılan görevlendirmeler gibi bir hekimin aynı anda yapması imkansız olan işlerin işbölümü yapabileceği kişi sayısı azalsa da değişmemesi ve hatasız gerçekleşmesi beklentisi ama buna rağmen ücretlerin artmaması, ücreti verilse bile bu kaosu yaşamanın vereceği stresin azalmayacağı aşikardır.
“Tükenen ve karşılığını da alamayan hekimler de hastalanabilir, bu koşullarda çalışmamak için özele geçebilir, koşulların nispeten rahat olacağı başka illere tayin isteyebilir, farklı kurtuluş arayışına girebilirler. Hekim sayısının azalması kaotik bir tehlikedir. Bu nedenle bir an önce sıkıntı yaşayan branşlara kulak verilmeli, ağır yük taşıyan bölümlere hak ettiği kıymet verilmeli, kurum içi atama ile kadro sorununun Bakanlık nezdinde çözüme kavuşması için ivedi adımlar atılmalı. Bu sorunlar daha çabuk, daha hızlı, daha kısa muayeneler yapmakla çözülmez. “
“Nitelikli hizmet vermek istiyoruz”
Güneş, “Nitelikli hizmet vermek istiyoruz” diyerek şöyle devam etti:
“Doktor bulamayacağımız günler yaşamak istemiyoruz. Bunu savunduğumuz için işten kaçan, çalışmayan ama çok para isteyen bir meslek grubu damgası yapıştırılarak aşağılanmak istemiyoruz. Kışkırtılmış vaatlerin karşılığını bulamayan, sağlık hizmeti alamadığı veya memnuniyetsizlik yaşadığı zaman şiddete başvuran kişilere karşı tek başımıza yapayalnız bırakılmak istemiyoruz. Halkımız ile kutuplaşmak istemiyoruz. Zira bizler sağlık çalışanı olarak bu toplumun birer ferdiyiz, her zaman hekim rolünde değiliz.
“Hepimizin hastanelere başvuran yakınları var ve bizler de hasta veya hasta yakını olduğumuzda bu sistemin çıkmazları ile karşılaşıyoruz. Halkımızın yaşadığı sorunları bizzat kendimiz veya yakınlarımız hastalandığında yaşıyoruz, her şeyin farkındayız. İşte bu nedenle çözüm arayışlarımız, haykırışlarımız, isyanlarımız, grevlerimiz yalnızca hekimlerin, sağlık çalışanlarının çıkarları için değil hepimizin sağlığı ve refahı içindir.”
İstifa eden hekim sayısı 2514
Sağlık Bakanlığı 27 Ekim 2020 tarihinde gönderdiği genelge ile merkez ve taşra da görevli sağlık personelinin istifa etme hakkının yasaklanmıştı. 1 Temmuz 2021 tarihinde de bu yasak kaldırılmıştı. Yasak kalktıktan sonra hekimler istifa etmeye başladı. TTB’nin açıkladığı verilere göre 2021 yılında istifa eden hekim sayısı 2514, uzman seviyesinde ise 2068 olarak tespit edildi.
Erdoğan ne demişti?
Erdoğan Mart ayında yaptığı bir açıklamada sağlık çalışanlarını hedef alarak şunları söylemişti:
“Açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim. Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni, bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz, buralarda onlarla devam ederiz. Gerekirse yurtdışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle davet ederiz. Buralar boş kalmaz merak etmeyin. Doktorluk gibi bir aziz mesleği oraya onu dayamak herhalde pek de insani değildir.”