MENÜ
ANA SAYFA
Pencereyi Kapat
Bir petrol mühendisinin Qamışlo’dan İstanbul’a hikâyesi - Atölye BİA
Yaşam
6 Ağustos 2018
Yaşam
6 Ağustos 2018

Bir petrol mühendisinin Qamışlo’dan İstanbul’a hikâyesi

Okuma Süresi: 3 dk
Sufık 4 sene önce Nusaybin’in hemen sınırında bulunan Suriye’nin kuzeyinde yer alan Qamışlo’da Petrol Mühendisliği okurken iç savaşın başlamasıyla okulunu bırakmış. Ailesini geçindirebilmek için abisiyle yola koyulmuş.

İstanbul’da iken sık sık yemek yemeğe gittiğim bir lokantaya bu defa sadece yemek için gitmiyorum. Her defasında güler yüzüyle lezzetli yemekleri sunan o insanlar hakkında mini bir röportaj-haber yapmak üzere İstiklal Caddesi’nden sapıp Atıf Yılmaz Sokağı’na giriyorum.

Hüseyin Ağa Camii’nin hemen yanı başında dalgalanan küçük bir Filistin bayrağı ve bin bir türlü kokunun mükemmel bir harmanı karşılıyor beni.

Önce siparişleri verip dışarda, duvar kenarında kurulan masalardan birine geçiyoruz. Yanımda hem daha önce mültecilerle dayanışma kuruluşlarında yer alan hem de Kürtçe ve Arapça bilen bir arkadaşım yer alıyor.

Ondan, garsonlardan birine, bize ayırabilecek vaktinin olup olmadığını sormasını rica ediyorum. Biraz sonra, hikayesini anlatacağım Sufik elinde siparişiyle geliyor…

29 Haziran’da sona eren Avrupa Birliği Zirvesi’nde Türkiye’deki mülteciler için 3 milyar Euro’nun ödenmesine karar verildi.

Bir petrol mühendisinin Qamışlo’dan İstanbul’a hikâyesi - Atölye BİA

Peki gelen bu yardımlar mülteciler için ne anlam ifade ediyor? “Suriyelilere maaş bağlanıyor”, “Suriyeli mültecilere toplu konut idaresi (TOKİ) tarafından ücretsiz ev veriliyor” söylentileri canlanıyor kafamda.

Hangi şartlarda hayatta kaldıklarını duyduğum, savaştan kaçan ve hayata tutunmaya çalışan yaklaşık resmi rakamla 3,5 milyon mülteciden biriyle, 23 yaşındaki Sufık’la konuştuk.

İdlib, Hatay ve İstanbul

Sufık 4 sene önce Nusaybin’in hemen sınırında bulunan Suriye’nin kuzeyinde yer alan Qamışlo’da Petrol Mühendisliği okurken iç savaşın başlamasıyla okulunu bırakmış. Ailesini geçindirebilmek için abisiyle yola koyulmuş.

Qamışlo’dan İdlib’e, oradan Hatay’a kaçak yollarla gelmiş. Birkaç günlük zorlu bekleyişin ardından kendilerini İstanbul’a götürecek otobüse binmişler. Yol arkadaşlığı sayesinde daha önce tanımadığı başka mültecilerle Sultangazi’de, 14 kişinin kaldığı bir evde kalmaya başlamışlar. Dil bilmediği için çok zorlandığını söylüyor Sufik. Sadece emirleri biliyordum: Gel buraya, git oraya, onu getir, bunu ver…

Ortacı

İlk zamanlarda İstanbul’a gelen birçok mültecinin kaderi olan tekstilde, ortacı (vasıfsız, kalfa) olarak çalışmaya başlamış. Kirayı ödeyebilecek ve aç kalmayacak kadar para kazandığını, işten eve, evden işe gittiğini söylüyor, hatırlayınca boğazında bir yumru oluşuyor ama yüzündeki gülümsemeyi bırakmıyor.

Bir petrol mühendisinin Qamışlo’dan İstanbul’a hikâyesi - Atölye BİA

*Sufik ortacı olarak çalıştığı dönemde NarPhotos’tan Eren Aytuğ’un fotobelgeselinde görüntülenmiş.

Zorlu geçen aylardan sonra, tavsiye üzerine, İstiklal’de yer alan ve Türkiye’nin birçok yerinde şubesi olan bir tatlıcı zincirinde iş buluyor.

Hem önceki işinde hem de yeni işinde sigortadan bahsetmek mümkün değil. Onları tanımlayan bir kimlik var ancak kapsadığı alanlar çok sınırlı.

O yüzden “Çalıştığın yerde dikkat etmelisin” diyor. Bir buçuk yılın ardından yaşanan bazı haksızlıklara dayanamadığı için kendini bir kavganın içinde buluyor ve oradaki macerası da sona eriyor.

Yeni iş, yeni ev, yeni hayat

Bir petrol mühendisinin Qamışlo’dan İstanbul’a hikâyesi - Atölye BİA

Yardımına yine mülteciler yetişiyor. Önceleri benim gibi müşteri olarak gidip geldiği ve birçok Suriyeli mültecinin çalıştığı Filistin Mutfağı’nda hikayesinin hala devam ettiği işe giriyor.

Birkaç ay önce abisi evlenmiş, beraber ev tutmuşlar ve müjdeyi çok içten bir şekilde duyuruyor: “Ben de nişanlandım, birkaç ay içinde evleneceğim.”

Evlilik bahsinden sonra ona Türkiye’deki ağır yaşam şartları ve geçim sıkıntısından bahsediyorum. Tam o sırada iş arkadaşlarından biri ona sesleniyor.

Vaktimin kalmadığının farkına varıp ona son sorularımı soruyorum: Türkiye’den (devlet veya bir yardım kuruluşundan) herhangi bir yardım alıyor musun? İstanbul’da yaşamaktan memnun musun başka bir yerde yaşamak ya da geri dönmeyi ister miydin?

“Kimseden yardım almadım”

“Şimdiye kadar hiç kimseden yardım almadım” diyor kendinden çok emin ve gururlu bir şekilde.

İkinci soruma ise şöyle cevap veriyor; “Şu an için dönmeyi düşünmüyorum, zaten iki aydır nişanlıyım. Nişanlım İdlib’te Petrol Mühendisliği okuyor. Okulunu bitirdikten sonra onu buraya, yanıma getirip onunla burada evlenmek istiyorum. İstanbul’da çalışmazsan yaşayamazsın, şükürler olsun ki işim var, muhabbet edeceğim arkadaşlarım, dostlarım var.”

Yan sandalyedeki iş elbisesini alıp yanımızdan uzaklaşıyor. Birkaç dakika sonra üstüne giymiş olarak geliyor masayı temizlemek için, “Nasıl iyi Türkçe öğrenmiş miyim?” diye soruyor.

Evet, gayet güzel konuştun diyorum. Arkadaşım, “Türkçeyi öğrenirken anadilini unutmuş” diyor, mülteci olmak böyle, kazandığını düşünürken bir yandan kaybediyorsun aslında.

Yavaşça masadan kalkıyoruz.

İlk ve ortaokulu İzmir’de, liseyi İstanbul’da okudu. Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik bölümü mezunu. Mardin doğumlu. Atölye BİA 16 – 25 Temmuz 2018 “Gazeteciler İçin Haber Atölyesi” ve 24-28 Şubat 2020 “Uygulamalı Haber Atölyesi” katılımcısı. TGS ve Uluslarası Şeffaflık Derneğinin birçok eğitimine katıldı.