Beşiktaş’ın en “mutlu” sokağı: Kahvaltıcılar
İstanbul’da kahvaltı denince akla gelen ilk ilçelerden biri de Beşiktaş. Yirmi yıl öncesine kadar sadece mahalle sakinlerinin geçtiği Çelebioğlu ve Şair Veysi sokakları, şimdi “Kahvaltıcılar Sokağı” olarak anılıyor.
Sağlı sollu 35’e yakın kahvaltıcının yer aldığı sokağa girerken kalabalıktan ve insan uğultusundan tedirgin olup gerilmemek elde değil. Uzayan insan kuyrukları, dip dibe sıralanmış küçük masalar, durmaksızın dükkânlara buyur eden servis komileri…
İnsan uğultusuna rağmen bu oluşan kuyrukların bir çekiciliği de yok değil. İnsan, “Burada ne var da böylesine kuyruk oluyor?” demekten kendini alamıyor. Biz de bu çekim gücünden payımıza düşeni alıyor ve kendimizi kuyrukta buluyoruz. Masaya yaklaştıkça mekânı saran taze demlenmiş çay kokusu, başta oluşan tedirginliğimizi alıp götürüyor. Böylece Beşiktaş’ta Kaymakçı Pando’nun yüzyıl önce başlattığı kahvaltı geleneğinin izini sürmeye başlıyoruz.
Beşiktaş’ın ilk kahvaltıcısı: Pando Kaymak Kahvaltı Dükkanı
1895’te Pando Kaymak Kahvaltı Dükkânı, Beşiktaş’ın ilk kahvaltıcısı olarak açılıyor. Pando Usta’nın çırağı olarak 1970’lerde kahvaltıcılığa başlayan Şah İsmail Çakmak, “Pando Usta kahvaltıda sadece bal, kaymak, süt verirdi. Şimdi ise kahvaltılar çok daha farklı” diyerek anlatıyor o günleri.
Ustasının yanında “piştiğini” vurgulayan Çakmak, çeşitli işlerle de uğraştıktan sonra 2002’de Çakmak Kahvaltı Salonu’nu Çelebioğlu Sokak’ta açıyor.
Kahvaltı dükkânlarının çoğalmasıyla burası, “Kahvaltıcılar Sokağı” olarak nam salmaya başlıyor. Adım adım bu dönüşüme tanıklık eden Çakmak, dükkânı açtığı ilk zamanlar için “Eskiden bu sokaktan bir tane adam geçmezdi. Şimdi şimdi böyle kalabalık oldu. İnsanlar artık Bakırköy’den, Kartal’dan, Maltepe’den bile geliyor” diyor.
Peki, kahvaltıyı bu kadar popüler yapan ne? Bunda kahvaltı kültürünün giderek önem kazanmasının etkisi büyük. Kahvaltı, artık günün geniş saatlerine yayılıyor ve akşam saat 18.00-19.00’da bile buraya gelenler oluyor. Bu da Beşiktaş’a gün içerisinde hareket ve canlılık katıyor.
Öğrenciler için tam bir velinimet
Sokak, her yaştan ve sosyo-ekonomik gruptan insana hitap ediyor. 30 liraya birden çok çeşidin sunulduğu “serpme” kahvaltı sofrası kurmak mümkünken, 10-15 liraya da doyulabiliyor.
Bu, öğrencilerin de kahvaltıyı tercih etmesini sağlıyor. Öğrenci deyip geçmeyin, birçok üniversiteye evsahipliği yapan Beşiktaş için öğrenciler tam bir velinimet. Çakmak’ın müdavimleriyle konuştuğumuzda da burayla bağlarının üniversite yıllarına dayandığını ve hala kopmadığını öğreniyoruz.
Üniversite öğrencisiyken Beşiktaş’ta yaşayan Cihad Tanrıdanister, aradan 10 yıl geçmesine rağmen hala kahvaltıya buraya geldiğini söylüyor, üstelik birçok mekânın bulunduğu Beyoğlu’ndan. Çakmak’ın bir diğer müdavimi Refhan Aşık da burayı Beşiktaş’la özdeşleşmiş bir yer olarak görüyor ve Eyüp’te yaşamasına rağmen 10 yıldır kahvaltı için Beşiktaş’ın yolunu tutmaktan vazgeçmiyor.
Bir grup insan kahvaltısını bitirip kalkarken yeni birileri geliyor. Yeniden kuruluyor sofra, demli çay dumanı tüterek masadaki yerini alıyor… “Kahvaltıcılar Sokağı”ndaki bu devinim sürerken, bir kez daha anlıyoruz ki şair haklı, “kahvaltının mutlulukla alakası var”. Biz de Beşiktaş’tan güzel bir kahvaltının verdiği mutluluk ve yeniden gelme isteğiyle ayrılıyoruz.