MENÜ
ANA SAYFA
Pencereyi Kapat
Bebekle ilgili her şey pahalı ve abartılı - Atölye BİA
Çocuk
9 Ağustos 2018
Çocuk
9 Ağustos 2018

Bebekle ilgili her şey pahalı ve abartılı

Okuma Süresi: 5 dk
"Mesela, ek gıda ve süt saklamak için termos çanta almanız gerekiyor. Bu çantanın bebekler için olanın fiyatı, profesyonel kampçıların kullandığı termos çantadan iki kat pahalı. Niye? Sadece isminde bebek yazdığı için."

Bebek ekonomisinin geldiği abartılı noktayı yıllar sonra anneanne olunca yakından gördüm. Yani Atlas’ın ailemize katılımıyla. Kızım Bahar’ın, Atlas’ın temel ihtiyaçlarını karşılarken yaşadıklarına bizzat şahit oldum.

Atölye BİA’nın “Gazeteciler için Haber Atölyesi”ne katıldığımda haber konusu olarak aklımda “bebek ekonomisi”nin bulunmasının pratik nedeni buydu.

Niyetim bebek ekonomisini çeşitli açılarıyla değerlendirebileceğim bir haber dosyası hazırlamaktı.

Böyle bir dosyaya pratik çözümlere ulaşan, piyasayı aylardır araştıran, bilgisini ve fikirlerini sürekli benle paylaşan kızımla yapmayı uygun buldum. Atlas henüz 16 aylık, doğum öncesi hazırlıkları da kattığımızda yaklaşık iki yıllık bir deneyim söz konusu.

Bahara, “Bebek sektörünün bu denli büyük olduğunu, ben de anneanne adaylığım ve anneanneliğim sürecinde, yani yaşayarak anladım” deyince gülümsedi.

Ardından sıraladığım sorulara verdiği yanıtlar, vurguladığı noktalar sanıyorum birçok ebeveyn ile ortak.

Büyültmek için sağ üst köşedeki simgeye tıklayın

Hamilelik, hastane-doğum, bebeğin yeni doğan ve diğer dönemleri de içeren, hızla büyüyüp genişleyen 0-2 yaş arasındaki –yaklaşık- 3 milyonluk nüfusu içeren bebek ekonomisi hakkında bir anne ve bir tüketici olarak ne düşünüyorsunuz?

Gerçekten çok büyük bir pazar. Bu ekonomik sistemin bir handikabı var. Mesela, ek gıda ve süt saklamak için termos çanta almanız gerekiyor. Bu çantanın bebekler için olanın fiyatı, profesyonel kampçıların kullandığı –muhtemelen çok daha iyi– termos çantadan iki kat pahalı. Niye? Sadece isminde bebek yazdığı için. Biz, doğum öncesi elimize bir liste alıp alışverişe çıkan bir aile olmadık. İnternette bulduğum bebek ihtiyaç listelerine göz gezdirdim, elbette. Zamanı gelince, ihtiyaç duyunca aldık genellikle.

Bebek ekonomisi alt sektörleri:

Emzirme – Beslenme – Mobilya – Güvenlik – Sağlık – Özel sigorta – Bakım – Banyo-Temizlik – Bebek Bezi – Tekstil – Bebek mamaları – Oyuncak ve eğlence – Kitap – Bakım – Araç-Gereç Ve Donanım – Eğitim

Bebek ihtiyaçları listeleri çok kalemli ve abartılı. Örneğin, ‘emzirme çözümleri’ başlıklı bir listede; emzirme atleti ve sütyeni, göğüs pompası, emzirme örtüsü ve yastığı, meme ucu kremi ve pedi, saklama torba ve kutuları,  termos çanta, biberon biberon fırçası- ısıtıcısı- steril makinası vb. yer alıyor. Tüm bunları doğum öncesinde almak ne denli doğru?

Doğru değil(miş). Anne olunca ayrımına vardım, özellikle de ilk bebekte galiba, yavrunuza en iyisini sunma dürtüsünün gölgesinde abartılı alışveriş yapılabiliyor. Doğum öncesi aldığımız ürünlerden bazılarını kullan(a)madık, gereksiz çıktı. Atlas doğduktan sonra pahalı ürünlerden kaçıp daha ucuza, daha iyi ürünler almaya çalıştık. Benim de zaman zaman ‘en iyisini en pahalısını hak ediyor’ gibi dürtülerim geliyorsa da gerçekçi olmaya çalışıyorum.

“Bazı ihtiyaçlarda ekonomi yapılmamalı”

Ürün tercihleriniz nasıl oluyor?

Yeni bir ürün alacağımızda (anlaştığı) markadan ziyade özellik önerisinde bulunan doktorumuzun yorumları tercihimizi yönlendirdi. Yalnız bebeğimizin güvenliğini ve konforunu ilgilendiren bebek arabası, bebek taşıyıcısı (sling/kanguru) ile araba koltuğu gibi ürünlerde bütçemizi zorlayan ürünlere yöneldik. Fiyatı düşük ürün kalemi o kadar fazla ki, bir süre sonra toplamda ayırdığınız bütçeyi aşıyor. Başka bir kıstasımız da bir kozmetik veya mama markasına dair  açılan dava ve ispatlanmış bir zarar var ise onu tüketmiyoruz. İnternette yapılan kullanıcı yorumlarını da önemsiyoruz.

Bebek alışverişinde ihtiyaca yönelik tüketim neden önemli?

Bazı ürün tercihleri, özellikle kozmetikte, bebeğin ayına göre değişiyor. Mesela oğlumuz bir yaşına geldiğinde artık alerji riski kalmadı diyerek en az alerjik olduğuna inandığımız ıslak mendil markasından daha ortalama bir ıslak mendil markasına geçmek bile aile ekonomimizde fark yarattı.

Bebeğiniz için internetten alışveriş yapıyor musunuz?

Evet, bu alışveriş türü, pek çok üründe mağazalara kıyasla daha ekonomik oluyor, ailemiz için. Zaman kaybını da önlüyor. Ayrıca kampanyalar sayesinde bebek bezi, kozmetik ürünler ve ıslak mendili çok daha ucuza mal ediyoruz. Bazen siparişi abartsak da. Oyuncakları da internetten alıyoruz.

Pembe – Mavi meselesi

Bebekle ilgili her şey pahalı ve abartılı - Atölye BİA

Piyasadaki bebek/çocuk ürünlerinin pembe ve maviye sıkışmışlığına ilişkin ne düşünüyorsunuz?

Bu, çocuklara dayatılan toplumsal rollerin yansıması. Dolayısıyla renk konusunda adeta seçeneksiz kalıyoruz. Örneğin park yatak bakarken kucağımda oğlumu fark eden satıcı, maalesef elimde yok, dedi. Oysa, karşıda pembe yatak duruyor. Mavi seçenek yoksa oğlan çocuğuna satılacak ürün yok demek oluyor bu.

Piyasanın bu iki renk seçenekli sistemini ve pembe ile maviye yüklenen anlamları elimden geldiğince reddediyorum. ‘Oğlan çocuk da pembe kullanır, kız çocuğu da mavi kullanır’,  görüşünde değilim. Çünkü ‘oğlum var ama pembe de giyer’ düşüncesiyle pembe renkli ürün tüketimine gittiğinizde iki seçenekli sistemi yeniden üretiyorsunuz.

Giysi alışverişinizde nelere dikkat ediyorsunuz?

Giysi alırken yerli, ithal gibi bir ayrım yapmıyoruz. Sadece ayakkabı konusunda ortopedik sonuç doğurabileceği için marka tercihlerimiz var. Kıyafetlerde geçmeyen lekeler ve hızlı küçülme nedeniyle görece ucuz markları tercih ediyoruz. Tek hassasiyetimiz pamuklu olması. Hediye gelen ve hiç giyilemeyen çok fazla giysiyi başka bir aileye verince çocuk ihtiyaçlarında el değiştirmenin, özgür dönüşümün önemini daha çok anladık.

“İkinci el aldık”

Bebek eşyalarının yeniden dönüşümü önemli, gerçekten.

Çevremden gördüğüm, az  kullanılmış ve küçülmüş  giysiler, beşikler, küçülmüş yataklar, mobilyalar, oyuncaklar aileden aileye dolaşıyor. Biz de oğlumuzun yatak odası takımını da ikinci el aldık ve gayet memnunuz. İhtiyaç bittikten sonra paylaşmak önemli. Zira her ay yeni ihtiyaçlar çıkıyor. Ekonomik durumunuz nasıl olursa olsun bu harcamalar zorlayıcı. Dönüşüm bu anlamda önemli.

Bebek ekonomisine ilişkin notlar:

* Türkiye’de bebek başına düşen harcama tutarı dünya ortalamasından düşük.

* Bebek ürünleri sektörünün  hacmi 8 Milyar TL. den fazla.

* Sektörde en büyük pay tekstil ve bebek bezi alt sektörlerinde.

* Potansiyeli yüksek olan sektörle yerli ve yabancı şirketler çok ilgili.

* Bebek bakım-temizlik ürünleri ile bebek araç gereç ve mobilyaları alt sektörleri hızla gelişiyor.

* A’dan Z’ye her şeyin bir arada satıldığı bebek-çocuk marketleri (ve zincirleri)  sayısı hızla artıyor.

* Kavanoz ve kaşık mama pazarında çeşitlilik ve tüketim artıyor.

* Bebek bezlerinin külot şeklinde olanı ve minik yüzücüler için olanı bile var.

* Türkiye’de e-ticaret bebek bezi, bebek arabası, ana kucağı/oto koltuk, bebek maması ve oyuncakta çok yaygın.

* Ekolojik, organik tekstil üretimi ve tüketimi artıyor.

* Islak mendil en çok satılan ürün.

“Bazen bir kapakla saatlerce oynuyor”

Oyuncak alışverişinde neleri önemsiyorsunuz?

İllaki dünya devi markaların ürettiği oyuncakları satın almak gibi bir takıntımız yok. Bir oyuncak çocuğun farklı dönemlerinde farklı şekillerde dikkatini çektiğinden çok fazla ay/yaş uygunluğunu da önemsemiyoruz. Güvenlik, yutma riski,  boyasında kanserojen madde olmaması önemli bizim için. Atlas’ın bazen gün boyu sepetteki oyuncaklarına elini sürmeyip bir krem kutusu kapağıyla oynadığı da olabiliyor. Çocuk kendi oyuncağını kendisi üretebiliyor

Organik beslenme: Çevre şartlarından kopartamayız

Son yıllarda bebekli ailelerde organik beslenme yaygınlaştı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Oğlumuz ek gıdaya başladığında, ilk tattırımları görece daha az ilaçlı olduğuna inandığımız piyasada satılan organik meyve ve sebzelerle yaptık. Alerjik bir durum olursa kaynağı besin mi, zirai ilaç mı anlayalım diye. Bir reaksiyon yaşamayınca meyve sebzeleri pazar ve marketten almaya başladık.

Ailece organik beslenme konusuna bakışımız şöyle:Nasıl evde küfürlü konuşmamak çocuğun küfür öğrenmesine engel olamıyor ise çocuğu evde organik beslemek de onun piyasa besinlerine okulda, restoranda, tatilde maruz kalmasına engel olamıyor. Çocuğum için en iyisini istiyorum düşüncesi farklı ailelerde farklı şekillerde tezahür ediyor. Biz bu iyiliği çocuğumuza bulunduğu çevrenin şartlarına uyum sağlayarak yapabileceğimize inanıyoruz. Organik olduğu iddia edilen besinler de kanımca tartışmaya açık. Bence –denetimsiz– organik gıda sektörü biraz da konuya dair hassasiyeti olan insanların varlığıyla büyüyor.

Söke Kocagözoğlu İlkokulu’nda, Aydın- Ortaklar İlk Öğretmen Okulu’nda, SSYB-Sosyal Hizmetler Akademisi’nde, Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde okudu. (Mülga) SHÇEK’te sosyal hizmet uzmanı ve yönetici olarak çalıştı. Halen ‘araştırmacı” olarak çalışıyor. Yaşlılık ve diğer sosyal hizmet alanları ile hayatın sair ve şiir hallerine dair yazılar yazıyor. www.yasliyimhakliyim.com adlı kişisel web sitesi var.