MENÜ
ANA SAYFA
Pencereyi Kapat
Yapımcı Reyhanoğlu: Hikâye anlatımı kısa filmlerle yaygınlaşacak - Atölye BİA
Kültür-Sanat
19 Haziran 2021
Kültür-Sanat
19 Haziran 2021

Yapımcı Reyhanoğlu: Hikâye anlatımı kısa filmlerle yaygınlaşacak

Okuma Süresi: 4 dk
Yapımcı, Shortbyshort Kısa Film Platformu kurucusu Bulut Reyhanoğlu kısa filmlerin de özellikle yaşadığımız hız çağında iyi bir hikâye anlatma yöntemi olduğunu düşünüyor.

*Fotoğraf: Gelincik, Bulut Reyhanoğlu, Shortbyshort

Gelincik ve Zenne filmlerinin yapımcısı, kısa film platformu Shortbyshort Kısa Film İzleme Platformu kurucusu Bulut Reyhanoğlu’na göre, hikâye uygunsa düşük bütçeyle iyi bir film yaratabilmek mümkün.

Kısa filmlerin de özellikle yaşadığımız hız çağında iyi bir hikâye anlatma yöntemi olduğunu düşünüyor. Reyhanoğlu, “Hikâye anlatımı kısa filmlerle yaygınlaşmaya başlayacak ve bu mecranın büyüyeceğini öngörüyorum” diyor. 

Kısa filmler pandemi döneminden dolayı daha çok gündeme geldi. İsimleri çok bilinen yönetmenler de evlerinde kısıtlı imkânlarla ev yapımı (homemade) kısa filmler çektiler.

Bulut Reyhanoğlu bu gelişmeden hayli memnun: “İnsanların zamanının olmadığı hızlı bir çağda yaşıyoruz. Dolayısıyla hikâye anlatımı kısa filmlerle yaygınlaşmaya başlayacak ve bu mecranın büyüyeceğini öngörüyorum.”

Bulutoğlu ile yürütücü yapımcılığını üstlendiği Orçun Benli’nin yönettiği 90’ların siyasi atmosferinde görevli bir polisin hikâyesini anlatan Netflix’de gösterilen “Gelincik” filmi, kısa filmler, Shortbyshort üzerine konuştuk.

“Emekli maaşımla kurdum” dediğiniz Shortbyshort’un hikâyesini dinleyebilir miyiz?

Yeni başladığımda sinemada farklı ne yapabilirim, diye araştırmalar yapıyordum. O sıralarda geliştirmek istediğim bir projeyle ilgili bir yönetmen arayışım da vardı. Shortbyshort tamamen bu arayıştan çıktı. Bir süre sonra yönetmenleri bir araya getirdiğimiz bir platform oluştu. Bir yandan kısa film izleyicisi olmayanlar için de kısa filmi tanıtan bir yer işlevi taşımaya başladı.

Arz ve talep yaratarak yönetmenlerin desteklendiği bir yer haline geldi. Profesyonel hayattaki birçok kişi bu platformda bir araya gelmiş oldu. Örneğin, birkaç sene önce İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) bünyesinde yapılan Köprüde Buluşmalar etkinliğinde kısa film desteği verdik. ShortbyShort, yakında filmlerin çevrimiçi izlenebileceği izle-öde yönteminin uygulandığı bir platform olacak.

Sinema dünyası için kısa filmler neden önemli? Sektöre nasıl bir açılım sağlıyorlar?

Kısa film benim için çok özel bir alan. Anlatılabilecek her şey artık kısa filmlerle de anlatılıyor. İnsanların zamanlarının olmadığı hızlı bir çağda yaşıyoruz. Dolayısıyla hikâye anlatımı kısa filmlerle yaygınlaşmaya başlayacak ve bu mecranın büyüyeceğini öngörüyorum.

Bir taraftan da filmlerin sürelerine bakarak kısa ve uzun ayrımı yapmamak lazım. Önemli olan eldeki hikâyeyi en güzel şekilde aktarmak. Bazen yönetmenlerin de kısa ve uzun metraj konusunda ayrı düştüklerini görüyorum. Bir yönetmen yeteneğiyle her türde film çekebilir bence.

Teknolojinin gelişmesiyle artık uzun metraj filmler bile cep telefonuyla çekilebilir hale geldi. Sizce herkes bütçe ve teknik imkânlardan bağımsız olarak iyi film yapabilir mi?

Sinemada hikâye anlatımını çok düzgün planlamanız lazım. Her şeyden önce film yapmak bir ekip işi. Sinemada hikâyesine inanan insanlarla birlikte başarılı işler yapabiliyorsunuz. Ancak elinizdeki düşük bütçelerle büyük işlere kalkışmak gerçekçi bir yaklaşım değil.

Hikâyeniz uygunsa minimum bir bütçeyle de başarılı işler çıkartabilirsiniz. “Gelincik” buna iyi bir örnek. Yönetmen Orçun Benli ve senaryosunda birlikte çalıştığı Şükrü Üçpınar’ın yeteneklerine dayanarak, özel bir fonlama olmadan ortaya çıktı.

Filmin iyi bir yere geleceğine hepimiz inanmıştık. Demek ki doğru bir proje seçmişiz. Yeter ki size inanan doğru insanlarla bir araya gelin.

Son filminiz “Gelincik” psikolojik bir film. Bana insanın kendisiyle yüzleşmesi anlamında iyi bir tarafı var gibi geldi. Sinemanın konuşulmayanları konuşarak ortaya koyduğu böyle bir tarafı olduğuna inanıyor musunuz?

Sinemanın bilgilendirici, aydınlatıcı ve iyileştirici yönü yadsınamaz. O yüzden doğru kullanmanız lazım. Hikâyenizi doğru anlatırsanız, bunu tam yapmış olursunuz. Pandemiden dolayı filmin açılışını Netflix’de yaptık, oradan gelen tepkilere de baktığımızda anlatılmak istenen her şeyin anlaşıldığını görüyoruz.

Uzun yıllar tekstil ve moda sektöründe çalıştıktan sonra sizi sinema dünyasında gördük. Hayatınız nasıl değişti?

İş hayatından gelmenin çok faydasını görüyorum elbette. Eski sektörümde matematik ve rakamlar üzerine konuşurduk. Sinema sektöründe ise sözleşmeler yapmak daha ön planda. Bu benim için biraz zorlayıcı oldu. Diğer yandan, özellikle bağımsız sinemayı daha büyük hayal etmiştim. Bir kere yapımcının tam bir yere oturtulmadığını görüyorum.

Sinema dergileri, yönetmeni, oyuncuyu yazıyor ama yapımcıya yer vermiyor. Oysaki bağımsız filmlerde yapımcı çok önemlidir. Bir film, yönetmenin olduğu kadar, yapımcının da filmi. Bir film yapmak demek bir projenin başından sonuna kadar birlikte yürümek demek. Film bittikten sonra yapımcının işinin sona erdiği, filmin artık yolculuğuna tümüyle yönetmenin filmi olarak devam ettiği düşünülüyor. Bu yargıladığım bir durum.

Filmlerin künyelerinde sizin için “yürütücü yapımcı” (Executive Producer) yazılıyor. Hangi işleri yapar yürütücü yapımcı?

Aslında yürütücü yapımcılığının Türkiye’de tam bir karşılığı yok. Yürütücü yapımcılar, filmin hazırlık, yapım, tanıtım ve festival aşamalarında kritik görevler üstleniyor.

Dünyada büyük stüdyolarda ana yapımcı yanında fon bulma işi de dâhil olmak üzere filmin başından sonuna kadar bütün planlamasını onlar yapar. Ben de o şekilde çalışıyorum. Filmlerin hazırlık, yapım ve tanıtım süreçlerinde aktif rol alıyorum.

Aynı zamanda bir öğrenci gibi sinema eğitimleri almaya devam ediyorsunuz. Neden buna ihtiyaç duydunuz?

Film yapma süreci başka sektörlerden farklı donanımlar gerektiriyor. Bunu derme çatma yöntemler yerine, gerektiği gibi yapmak lazım. Bunun için yapımcı Zeynep Atakan’ın düzenlediği dersler de dâhil olmak üzere yapımcılıkla ilgili kurslara katıldım. Yurtdışında eğitimler aldım.

Amerikan bağımsız sinema yapımcılarından aldığım bir davet üzerine Amerika Birleşik Devletleri’nde bir buçuk aylık bir eğitime katıldım. Diğer taraftan festivallerde filmlerin sunumlarının yapıldığı pitching, yarışma ve market kısımlarında deneyimleyerek çok şey öğreniyorsunuz.

Sinema biraz da karşılıklı tanışmaya dayalı bir alan. Bu platformlarda kendi pazarınızı oluşturuyorsunuz. İş yapacağınız kişilerle tanışıyorsunuz. Bu nedenle eğitimim her an devam ediyor. Ayrıca tüm bu deneyimlerimi Shortbyshort ile Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı’ndaki (TÜRSAK) faaliyetlerde aktarmaktan da büyük mutluluk duyuyorum.

“Gelincik” Altın Portakal’da Ahmet Mümtaz Taylan’la en iyi erkek oyuncu ödülü aldı, Boğaziçi Film Festivali’nde gösterildi. Hala festivalleri dolaşmaya devam ediyor. Hazırda yeni projeler de var mı?

Çekimlerine başlayacağımız modern sanat ve İstanbul’u ele aldığımız bir belgesel çalışmamız var. Filmin yönetmeni Mahmut Fazıl Coşkun olacak. Şu anda yayınlanacağı mecra belli değil.

Diğer yandan üzerinde çalıştığımız uzun metraj filmler bulunuyor. Ana akım tarafında 2506 Film Yapım ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Shortbyshort’da yapımcı-yönetmen buluşmaları sürecek. Farklı yapımcılarla çalışabileceğim işler yapmak istiyorum. O yüzden yönetim kurulunda olduğum TÜRSAK’da yaptığım işler beni çok mutlu ediyor.

*Bulut Reyhanoğlu hakkında

Yapımcı, Shortbyshort Platformu kurucusu. “Gelincik” (2021), “Anons” (2018) / Fiction, “Çekmeceler” (2015), “Zenne” (2011) filmlerinin yürütücü yapımcısı. Tekstil ihracat sektöründe çalıştı. 1962, İstanbul doğumlu. 

Eskişehir doğumlu. Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu. Bir süre yurtdışında çeşitli uluslararası kuruluşlarda çalıştı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema bölümü son sınıf öğrencisi. Atölye BİA 12-26 Nisan 2021 “Temel Gazetecilik Atölyesi” katılımcısı.