Trans bir erkeğin hikayesi: Yaşama hakkımızı istiyoruz
Şafak Koç 21 yaşında bir trans erkek. Koç, Türkiye’de trans erkek olmanın toplumsal olarak nasıl algılandığını anlattı.
Türkiye’de gay, lezbiyen, biseksüel, trans ve interseks (LGBTİ+) pek çok insan yaşıyor. Kimileri cinsel kimliklerini ya da cinsel yönelimlerini toplumda yaşanan şiddet ve baskılar nedeniyle açıklayamıyor. Şafak Koç, ailesinden ve toplumdan gördüğü tüm baskıya ve tehditlere karşı, kimliğini reddetmeden konuşmaktan korkulmaması gerektiğini söylüyor.
“En zoru ait olmadığım bir bedende doğmak”
Şafak Koç, cinsiyet geçişini tamamlamak üzere olan bir trans erkek. Türkiye’de trans erkek kavramına nasıl bakıldığını şöyle anlatıyor:
“Biz cinsiyet değiştireceğiz ya da trans erkeğiz dediğimiz zaman, insanlara açıklama yapmaya çalıştığımız zaman genelde sabah uyandığımızda erkek olacağımız sanılıyor. Çok basit ve rahat bir süreç sanıyorlar fakat bu iki buçuk bazen üç yılı bulabiliyor.”
Bu zorlu ve uzun sürecin yanında, insanların toplumda erkek olmanın kolay olduğunu dile getirmesiyle ilgili de eleştirileri var Koç’un. Erkek olmanın da kadın olmanın da bu ülkede zor olduğunu söyleyerek aslında en zor olanın, insanın ait olmadığı bir bedende doğması olduğunu dile getiriyor.
“Aşık olduğumda yazarak anlatıyorum”
Ergenlik döneminde daha yoğun bir şekilde toplumsal cinsiyetin dayatmalarına maruz kalan ve cinsel kimliğinden ötürü fazlasıyla sıkıntılar yaşadığını aktaran Koç, aşık olduğu kadınlara duygularını ifade etmek için öyküler yazdığını ve öykülerinde hayal ettiği yaşamları anlattığını söylüyor.
Barınma hakkının da ihlal edildiğine dikkat çekmek isteyen Koç KYK (Kredi Yurtlar Kurumu)’ da heteronormatif toplumun yarattığı cinsiyetçi tavırlara maruz kaldığını ve yurttan ayrılmak mecburiyetinde bırakıldığını şu sözlerle anlatıyor:
”Yurttan atıldım daha doğrusu zorla çıkartıldım. Gerekçe olarak bana söylenen ise benim transseksüel olmam ve hukukta yerimin olmaması.”
“En başta yaşama hakkı”
Şafak Koç, bu ülkede tüm LGBTİ+ bireyler gibi yaşama hakkının da tehlikede olduğunu söylüyor.
“Yaşama olarak can güvenliğimin de aslında tehlikede olduğunu düşünüyorum. Yaşama hakkı, en başta zaten yaşamazsak barınma ve çalışma hakkımız da olmaz. Sıkıntınız, derdiniz varsa; kendinize yardım edebilecek en büyük insan kendinizsiniz.”