Gözlemevi: İnternetteki şiddetin takipçisi
Türkiye’nin ilk internet ve teknoloji izleme kuruluşu Gözlemevi İnternet ve Toplum Araştırmaları Merkezi, 2022 Mart ayında kuruldu. Kuruluşlarıyla birlikte, çalışması Şubat ayında yapılan ilk raporları “İnternette Politika Boşlukları: Aralıktan Sızan Şiddet”i de geçtiğimiz günlerde kamuoyuna sundu.
Gözlemevi kurucusu ve direktörü Handan Uslu ile platformu ve raporu konuştuk.
Handan Uslu, proje ile internet ekosistemini izlediklerini söylüyor:
“Teknoloji firmalarının ürünleri, algoritmaları ya da politikalarını izliyoruz ve topluma etkisini çok boyutlu bir şekilde inceliyoruz. Dezavantajlı gruplara karşı ayrımcılık içeren bilgi ya da tasarımlar var mı? Yapay zeka teknolojisi üretilirken, zekanın eğitildiği veri data seti, ayrımcı ya da ırkçı olup olmadığına dair incelenmiş mi? Algoritmalar, internet ekosisteminde bilgi dağılımını nasıl etkiliyor?”
Güvende olma halinin korunması
Hem Türkiye’de, hem de globalde bu soruları soran aktörlerin çoğalması gerektiğine vurgu yapan Gözlemevi’nin temel hedefi ise verilerin ve dijitalde güvende olma halinin korunması için gerekli yasa, süreç ve organların geliştirilmesi. Sadece devletlerin değil, teknoloji firmaların da aynı şekilde kendilerini geliştirmeleri gerekiyor.
Platformun tekrar tekrar hatırlattığı bir diğer nokta ise algoritmalar ve teknoloji firmalarının tarafsız olmadığı.
“Güçlü olan otoritelerin gücünü yansıtır” diyen Uslu, teknoloji firmalarının sosyopolitik açılardan izlenmediğini fark ettiklerini belirterek şunları söylüyor:
“Hem algoritmalar ile ilgili teknik bilgi, hem teknoloji ürünlerinin politikaları ve uygulama stratejileri hakkında tecrübemiz, hem de insan hakları savunuculuğu tecrübemizi birleştirdik. Bu üç alandaki uzmanlığımızı bu alana yönlendirmeye karar verdik.”
Teknoloji firmalarını gözetleyen bir aktör olarak faaliyetlerine başlayan Gözlemevi’nin analiz ve bulguları raporlanıyor, bunlar sosyal medya üzerinden paylaşılıyor. İlk raporun konusu ise, internette şiddetin varlığına izin veren mekanizmalar. “İnternette Politika Boşlukları: Aralıktan Sızan Şiddet” raporunda, şiddet faillerinin internetten nasıl beslendiğine ve hangi politika boşluklarından faydalandıkları üzerinde duruluyor.
“Dijital dedektifliğe başladık”
Gözlemevi, dünyada teknoloji izlemeye odaklanan ender kurumlardan biri. Handan Uslu bunu şu şekilde açıklıyor:
“Henüz çok yeni oluşan bir alanda çalışıyoruz ve bu araştırma yöntemlerini kendimiz geliştiriyoruz. Analizlerimizi yaparken birçok disiplinin öğretileri ve araştırma metodlarını kullanıyoruz. Özellikle mühendislik, sosyoloji, toplum politikaları ve matematik disiplinlerini harmanlamak, teknolojinin topluma etkisini yorumlarken oldukça faydalı oluyor. İlk raporumuzda, tematik ilerledik ve şiddet ve toplumsal cinsiyete odaklandık. Şu soruların cevabını aradık: Şiddet failleri ve şiddet uygulamak isteyen biri için, internet neler sunuyor? Hangi kolaylaştırıcı bilgileri içeriyor? Şiddetin desteklendiği, olumlandığı içerikler var mı? Sosyal medya platformları, şiddet içeren içeriğin dolaşımında hangi politikaları uyguluyor ve bu politikalar ne kadar yeterli? Bu soruları sorarak, dijital dedektifliğe başladık. Bir failin ya da şiddet uygulama potansiyeli olan birinin dijital yolculuğunu irdeledik ve ürünlerdeki politika açıklarını test ettik. Odağımız tabi ki öncelikle olarak büyük teknoloji firmaları oldu.”
Tüm bu süreçlerde ekibi en çok etkileyen şeyin ne olduğunu sorduğumuzda ise “Türkiye temelli firmalardaki güvenlik açıkları sebepleriyle verilerimizin sızdırıldığı vakalarda, toplum olarak gerekli tepkiyi göstermediğimiz” yanıtını alıyoruz. Halbuki internete bıraktığımız bilgiler, her türlü mahrem konuyu içerebiliyor. Arama motorlarında ruh halimizi, hastalıklarımızı, ilgilendiğimiz kişileri arayabiliriz. Instagram’a giriş çıkış saatimizden bile ruh halimiz, uyku bozukluklarımız, ruhsal durumumuzla ilgili çıkarımlar yapılabilir. Gözlemevi’nin amacı bu konuda bilinç ve farkındalık oluşturmak, ve insanların haklarını savunmaları için gerekli tüm bilgi ve donanımı edinmelerini sağlamak.
Tekno-sosyal-politik araştırmalar
Uslu, bundan sonrasında yapılması planlanan faaliyetlerin çok boyutlu olarak devam edeceğini söyleyerek şöyle devam ediyor:
“Birincil işimiz, tespit etmek ve ortaya çıkarmak. Bunun için tekno-sosyal-politik araştırmalar yürüteceğiz. Kimsenin bakmadığı konuları, yeni tekniklerle inceleyeceğiz ve eğer ki insana zararlı bir nokta varsa raporlayacağız. Türkiye’de internet ekosisteminin nasıl çalıştığı, algoritmaların nasıl bilgi dağıtımını etkilediği gibi konulara değineceğiz. Bu konularla ilgili sindirilebilir bilgi hazırlayacağız ve farklı formatlarda sunacağız. Toplumdaki internet okur yazarlığını arttırmak için bu tarz içeriklerin değerli olduğunu düşünüyoruz. Aynı zamanda teknik bilgimizden faydalanmak isteyen aktörlere eğitim ve danışmanlık ile destek olacağız. Kapasite geliştirme çalışmalarımız ile farklı aktörlerin de teknoloji ürünlerini ve platformlarını araştırma becerilerini kazanmaya sağlamasını hedefliyoruz.”
Gözlemevi’ne aşağıdaki hesaplardan ulaşabilirsiniz:
Websitesi: https://gozlemevi.io/
Linkedin: https://www.linkedin.com/company/gozlemevi/
Instagram: https://www.instagram.com/gozlemevi.io/
“İnternette Politika Boşlukları: Aralıktan Sızan Şiddet” raporunda öne çıkanlar:
– Teknoloji firmalarının Türkiye’de faaliyetlerinde, kullanıcıyı koruyan politikaların uygulanmadığı tespit edildi. Şiddeti destekleyen ve onaylayan içeriklerin algoritmalar tarafından ön plana çıkarılıyor.
– Facebook, Twitter gibi sosyal medya platformlarında, cinsel şiddet içeren görsellerin, reklamlarla kitlelere gösterildiği tespit edildi. Bu platformlar, cinsel şiddet reklamlarını onaylayarak, şiddetin sızmasına neden oluyor.
– Google’ın, “otomatik tamamlama”, “kullanıcılar bunları da sordu” gibi modüllerinde, şiddeti destekleyen, onaylayan, olumlayan içerikler mevcut.
– kizlarsoruyor.com forumundaki denetimsizlik nedeniyle, çocuğun cinsel istismarı niteliğinde görüntülere erişim ile ilgili paylaşımlar mevcut.
– bayilt.net gibi web sitelerinin erişim engeli olmaması, cinsel şiddeti destekleyici bir şekilde ürünlerin pazarlanmasına neden oluyor.