Gökova’nın kalbine beton dökülecek
Bugünlerde Gökova kıyıları ve Akyaka, ekolojik bir yıkımla karşı karşıya. Doğal sulak alan olan Gökova kademe kademe imara açılarak, “yavaş kent” Akyaka ise imar planı değişikliğiyle kimliğinden uzaklaştırılmak isteniyor.
Gökova Bölgesi, 1988 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiye’nin 16 “Özel Çevre Koruma Bölgesi” statüsüne alınmıştı. Akyaka da, Gökova Bölgesi Özel Koruma Alanı içinde yer alıyor ve Gökova’nın kalbi deniliyor. Şimdi hem kalbi, hem de vücudun tamamını hedef alan bir cinayet planı adım adım işletiliyor.
İmar planında yok yok!
Akyaka’nın karşı karşıya kaldığı tehlike en kapsamlı olarak ilk kez 15 Ekim-14 Kasım 2020 tarihleri arasında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından askıya çıkarılan, “Akyaka İmar Değişikliği Planı” ile ortaya çıktı. Planda yok yok. Kadın Azmağı’nın ağzına yat limanı ve otoparklar yapılması, çocuk oyun alanları, parklar, sosyal ve kültürel alanların küçültülmesi, sahildeki 200’e yakın ailenin mülkiyet haklarına dokunmak suretiyle tapulu evlerinin ellerinden alınarak turistik tesis yapma zorunluluğu getirilmesi, bu evlerin yerine otel ve AVM yapılması…
Akyakalılar, plan askıdan inmeden ve itiraz süresi dolmadan 2 bine yakın ıslak imzalı itiraz dilekçelerini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Muğla İl Müdürlüğü’ne teslim ettiler. Change.org’da da “Akyakama Dokunma” başlığıyla imza kampanyası devam ediyor. Mimarlar Odası Muğla Şubesi ve Muğla Büyükşehir Belediyesi de itirazlarını yaparken, Akyakalı gönüllüler 28 Kasım 2020 günü yürütmeyi durdurma talebiyle bir de dava açtı.
İmza kampanyası için tıklayın.
10 yıldır Akyaka’da yaşayan, Ula doğumlu Sevil-Avni Batur çifti, yaşadıkları kent ve coğrafya ile ilgili kararlar alınırken, yöre sakinlerinin de fikrinin alınmasını istiyorlar. Batur çifti, “Bizler aynı zamanda kızılçamların, karaçamların, okaliptusların, zeytin ağaçlarının, su samurlarının, yalı çapkınlarının, üveyik kuşlarının, Akdeniz foklarının, ada martısının, kum köpek balıklarının, bizimle aynı havayı soluyan tüm canlıların sesiyiz, sözüyüz” diyorlar.
“Fay hattını hesaba katmamışlar”
İmar planı değişikliğinde oturduğu site “özel proje alanı” ilan edilerek mülkiyet hakkı gaspıyla karşı karşıya kalanlardan birisi de Kerme Tur sakini Prof. Dr. Ali Fuat Doğu. Prof. Doğu’nun uzmanlık alanı yeryüzü şekilleri ve coğrafya. “Akyaka Azmak’ın insan temasından dahi uzak özel bir statüyle korunması gerekirken, onu yeni bir düzenlemeyle ve kıyısına yapılacak yat limanı ile ranta açılması, hem Azmak’ın sualtı ve su üstü özelliklerini hem de plajın tüm doğal karakterini ve dengesini bozacaktır” diyor Doğu ve bir tehlikeye de dikkat çekiyor: “Revize imar planında ayrıca Akyaka’nın büyük bir fay hattı üzerinde olmasının riskleri de hesaba katılmamıştır.”
21 yıldır Akyaka’da yaşayan ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) gönüllüsü olan Edip Kavuzlu ise bu tür plan değişikliklerinin kapsamlı bir yeniden yapılanmanın ürünü olduğunu anlatıyor:
“Bana göre hikaye 2011 yılına gidiyor. Birden hükümetin aklına Çevre Bakanlığıyla, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nı birleştirmek geliyor. Takip eden yıllarda Tarım Bakanlığı ile Orman Bakanlığı da aynı işleme tabi tutuluyor. Böylece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denilerek, şehirleşme merkeze alınıp doğa koruma işlevi türev haline getirildi. Özel Çevre Koruma Kurumu, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurumu gibi bağımsız kurullar da kapatılıp müdürlük yapıldı.”
Plan hayata geçmeden, şirket harekete geçti
Geçen Ekim ayında yaşanan bir olay ise planın maksadını bütün açıklığı ile ortaya koydu. Süzer Holding, sahile yakın satın aldığı araziye TIR’lar üzerinde 15 adet ahşap ev getirdi. Alana uzunca bir yürüyüş iskelesi de inşa edilmeye girişti. Şirketin internet sayfasındaki duyuruda “Gökova’yı toplam 6 bölgede turizme kazandırıyoruz” deniliyor.
MUÇEP gönüllüleri bu olayın üzerine hemen harekete geçtiler ve “Süzer, Gökova’dan elini çek!” sloganıyla kampanya başlattılar. Bu girişim ilk sonucunu da verdi. Ula Belediyesi daha önce uyarıda bulunduğu Süzer Holding’in ahşap evlerini mühürledi ve yürüyüş iskelesini de söktü. Ancak Gökova sakinleri, pandemi yasaklarını fırsat bilen şirketlerin durmayacağı kaygısı içinde. Nitekim Gökova Körfezi’nde birçok alanda arazilerin el değiştirdiği belirtiliyor.
“Akyaka’nın imar planı kendine hastı”
Muğla doğumlu, Akyakalı mimar Eniz Tunca Özsoy, Akyaka’nın mimari açıdan da ne derece önemli olduğunu şöyle anlatıyor:
“Çocukluğumda, şu anda Akyaka dediğimiz Gökova, iki bölüm. Akyaka 30-40 haneli köy ve oradan yokuş aşağı inip ulaştığımız 5-6 evin bulunduğu balıkçı barınağı var. Sene 1970-71 Sakar Geçidi yapılıyor. Tam da aynı zamanda Ulalı Nail Çakırhan Gökova’daki arsasının üzerine, 1971 yılında bitirdiği ve 1983 yılında dünyanın prestijli ödüllerinden Ağahan Mimarlık Ödülü’nü almasına vesile olan evi yapıyor. Sahip olduğu geleneksel mimari özellikleri, insana yaraşır ölçeği ve dekorasyonu ile ilgi çekiyor. Çakırhan 1993 yılında, ödülü aldıktan 10 yıl sonra, ustamla çalışmaya başlıyorum. Bu dönemde Çakırhan’ın bizzat oluşturduğu imar planı revizyonu planı kabul ediliyor. Böylece Akyaka’da kendine has bir kimliği olan, yöresel mimariden etkilenip yeni yaşam koşullarına uygun hale getiriliyor ve Akyaka Mimarisi kuralları oluşturuluyor. Bugün geldiğimiz noktada 15 Ekim’de askıya çıkan Akyaka İmar Değişikliği Planı zaman içerisinde hükümetin ve yerel yönetimin, Akyaka’yı nereye götürmek istediğinin en büyük kanıtıdır.”