Fotoğraflarla sekiz usta, sekiz sanat
İstanbul Taksim Meydan’ında Altın Eller Festivali.
Bu yıl 13.’sü yapılan festivaldeki ustalar geçmişten günümüze taşıdıkları el sanatlarını, tezgâh üstündeki hünerlerini festival sakinlerinin beğenisine sundu.
Ahşap oymacılığından bakır, gümüş işlemeciliğine, keçecilikten iğne oyasına, karikatüre ve cam işçiliğine birçok el sanatı bu festival aracılığıyla Temmuz ayı boyunca Taksim meydanında görünür hale geldi.
Ustaların emekle, ilmik ilmik ürettikleri bu eserlerin fotoğraflarını çekerek daha fazla sanat hayranına ulaşmasını sağlayarak, izleyicileri bu görsel bir şölenle baş başa bırakıyorum.
Keçeye dair her şey benim tutkum
Keçe ustası Aysel Akgün (56) iğne ile keçe işlemesi yapıyor. Aysel Akgün “Keçe sanatına seyrettiğim bir videoyla 6 yıl önce başladım. Renkleri beni benden aldı ve hobi olarak başladım. Keçeye dair her şey benim tutkum oldu, yaşam tarzım oldu” diyor.
Ustaların parmak izlerine dokumak beni etkiliyor
Sedef ustası Ahmet Sezen (44) zımparaladığı sedefi kalıbına yerleştiriyor. İzleyerek, deneyerek öğrenmiş bu el sanatını. Kullandığı malzemeler yurt dışından geliyormuş. Sezen “Yeni bir şeyleri yaratmayı seviyorum” diyor.
“Ahşap oyuncak gülümseye dönüşüyor”
Ahşap oyuncak ustası Ali Akbey (45) ahşap oyuncak parçalarını boyuyor. “20 yıla yakındır ahşap oyuncaklar yapıyorum” diyen usta, çocuklara atölye de düzenliyor:
“Çocuklarla yaptıkları atölyelerden sonra çocuklar büyüdüğünde oyuncak ustası olmak istiyorlar. Sabah atölyeye girdiğinizde kenarda duran bir tahta, akşam elinizde oyuncağa ve sonra bir çocuğa verdiğinizde de gülümsemeye dönüşüyor.”
“Kadınlar kendi üreticileri olsunlar”
Gülşen Aksoy (52) sipariş aldığı kumaşı dikiyor. Gülşen Aksoy, yaklaşık 25 yıldır kurslara gidiyormuş. Ürettiklerinin fiyatını el emeğine, harcadığı zamana göre belirliyor:
“Kadınların evde oturup koca beklemelerini değil kendi paralarını kazanmalarını istiyorum ve kendi üreticileri olsunlar.”
“Suriye’de güzel sanatlar okuyordum, yarım kaldı”
Ağaç oymacılığı yapan Hesen Kemalzeki (32) ağaç üzerindeki hat deseni yontuyor. “Mesleğe babamın yanında çıraklık yaparak başladım. 21 yıl oldu. Suriye’de güzel sanatlarda okuyordum, savaştan dolayı yarım kaldı. Burada geçimimi sağlamak için kaynakçılık da yapıyorum.”
“Karikatür kendimle barışık olmamı sağladı”
Mehmet Duru (56) iki turistin karikatürünü çiziyor. Mesleği 13-14 yaşlarındayken Mersin’deki bir kitap fuarında karikatürcü abiden öğrendiğini söylüyor. “Karikatür kendimle barışık olmamı sağladı ve kendimle dalga geçebiliyorum.”
“Cama sevdalandım”
Cam ustası Mustafa Ergenç (65) ham cam çubukları işliyor. “Mesleğe 1976-77 senesinde abimin yanında çıraklık yaparak başladım. Zaman zaman camdan koparak başka mesleklere yöneldim. Ama camın bana verdiği o sevda etkilemişti ve o yeniden cama döndüm ve artık bırakmadım.”
“Yeni nesiller için eski eşyaları dönüştürüyoruz”
İsmail Turna (60) eski radyoyu söküyor. Bu işe 1972’de başlamış. 14 yaşındaymış. Daha sonra hem okumuş hem de elektrikçilik yapmış. Antikalarla, eski ev eşyalarıyla aplik, abajur ve rüstik lambalar yaparak yeni nesiller için eski eşyaları dönüştürerek yeniden kullanıma sokuyor..